Yeşil enerji yatırımlarının önü açılsın

Yeşil enerji yatırımlarının önü açılsın

2050 yılında karbon-nötr bir ekonomiye ulaşmayı hedefleyen Avrupa Birliği'nin (AB), çeşitli çalışmalar yürüttüğü sektörlerin başında enerji sektörü geliyor.

"Eğer sera gazı emisyonlarını azaltmak istiyorsak, enerji sektöründeki sera gazı salınımlarını azaltmalıyız ve yenilebilir enerji kaynaklarından enerji üretimine yönelmemiz gerekiyor.” diyen Ege İhracatçı Birlikleri, AB’de Yeşil Mutabakat için sektörleri desteklemeye yönelik uygulanan kapsamlı yatırım planının benzerinin Türkiye’de de uygulanmasını, özellikle enerjide yeşil yatırımların önünün açılmasını ve desteklenmesini istiyor.  

Karbon salınımlarındaki en büyük payı enerji kaynaklı emisyonların oluşturduğunu açıklayan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Avrupa Yeşil Anlaşması’nın temel öncelikli alanlarından birinin enerji olduğunu vurguluyor.

“Avrupa Komisyonu, ilk etapta Şubat 2015’te, gelecekteki potansiyel iklim değişikliği politikalarına uygun olacak şekilde Enerji Birliği adı altında bir strateji açıkladı. 2030 yılında enerji kaynaklarının yüzde 32’sini yenilenebilir enerjiye dönüştürmek isteyen AB, Yenilebilir Enerji Direktifiyle yol haritasını ortaya koydu. Ayrıca, Elektrik Piyasaları Regülasyonuyla da, elektrik piyasalarında yenilenebilir enerjiye daha büyük bir pay ayıracak ve sınır aşırı enerji altyapılarının geliştirilmesiyle AB genelinde entegre bir enerji piyasası kurulmasını hedefleniyor. Tüm bunlara ek olarak, binaların enerji performansını arttırmak için de Bina Enerji Performansı Direktifi de yayımladı. Yönetsel düzenlemelerle de, üye ülkelerden 2021-2030 yılları arasında 10 yıllık Ulusal Enerji ve İklim Planı hazırlamaları bekleniyor.”

Düşük karbon yakıtlar, binalarda enerji tasarrufu, kaynakların çeşitlendirilmesi, enerji depolanması

AB Komisyonu’nun, yeşil dönüşüm kapsamında 2030 ve 2050 hedeflerini belirlediğini anlatan Eskinazi, bu hedefler doğrultusunda strateji ve regülasyonların yanında alınan iki temel aksiyonu; akıllı sektör entegrasyonu ve açık deniz - yenilenebilir enerji olarak açıklıyor. “Akıllı sektör entegrasyonu stratejisiyle; elektrik, gaz, binalar, endüstri ve ulaşım gibi çeşitli enerji sektörleri, karbon salınımlarını azaltmak amacıyla entegre edilecek. Fosil yakıtların kullanımı, yenilenebilir elektrik enerjisi ile yer değiştirecek ve elektrifikasyonun mümkün olmadığı alanlarda düşük karbon yakıtlar kullanılacak. Açık deniz ve yenilenebilir enerji stratejisine göre de; açık denizde bulunan rüzgârın kuvveti, gelgit veya dalgaların hareketiyle birlikte ortaya çıkan enerjinin, modern teknolojilerle birlikte kullanıma sunulması planlanıyor. Yeşil Mutabakat ile birlikte tüm enerji tedarik zincirlerinde, temiz enerjinin ulaşımını kolaylaştırmak ve binalardaki enerji tasarrufunu artırmak adına dijitalleşme teşvik edilecek. Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi kadar, üretilen enerjinin depolanması da önemli bir konu. Bataryalar için Stratejik Aksiyon Planı ile enerji depolama kapasitesinin arttırılması planlanıyor.”

Yenilenebilir enerji ve atıklardan elde edilen elektrik üretimi; yüzde 14,7

Eskinazi, sanayi sektörünün elektrik tüketiminde birinci sırayı koruduğunu hatırlatarak, “Kömür, sıvı yakıt ve doğalgazdan (fosil yakıtlar) üretilen elektrik, toplam üretimimizin yüzde 56,1’ine tekabül ediyor. Hidroelektrikten elde edilen elektrik yüzde 29,2. Yenilenebilir enerji ve atıklardan elde edilen elektrik üretimimiz geçen on yılda on kattan fazla artış göstermiş ama buna rağmen yenilebilir enerjiden elektrik üretimimiz, toplam elektrik üretimimizdeki payı yüzde 14,7 seviyelerine kadar anca gelebilmiştir. Hala elektrik üretimimiz önemli derecede fosil yakıtlara bağlı. 2019 yılında sanayi sektörünün kullandığı elektrik toplam tüketimin yüzde 45 ile birinci sırayı alırken, ticaret sektörü yüzde 19,3, meskenler yüzde 21,8, resmi daireler yüzde 5,3, aydınlatma yüzde 2 ve diğer sektörler yüzde 6,6 olmuştur. Sanayi sektörünün en önemli aktörü olan ihracatçımız son dönemde elektrik maliyetleriyle de mücadele ediyor.” dedi.

Yeşil yatırım teşvikleri genişletilip, öncelikli yatırım alanı olmalı

Jak Eskinazi’ye göre ihracatçılar, yenilebilir enerji kaynaklarından kendi elektriğini üretmesi ve enerji tasarrufu sağlamasıyla hem Yeşil Mutabakat’a uyum sürecini hızlandıracak, karbon vergisinden daha az etkilenecek hem de elektrik maliyetlerini düşürme imkanı sağlamasına yardımcı olacak.

“İhracatçılarımız, bir an önce sürdürebilirlik ve karbon yönetimine başlamak zorunda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Verimlilik Artırıcı Projeler ve Gönüllü Anlaşmalar adı altında 2 alt program uyguluyor. Her iki alt program için başvuru yapmak isteyen işletmelerin sahip olması gereken ön şartlardan biri son 3 yıla ait yıllık toplam enerji tüketimleri ortalamasının asgari 500 TEP olması. 500 TEP enerji tüketimi şartından dolayı çoğu firma bu teşvikten yararlanamıyor. 500 TEP şartının 250 TEP’e düşürülmesi ve böylelikle daha çok firmanın ve projenin desteklenmesinin önünün açılması yerinde olacaktır. Yenilebilir enerji kaynaklarından enerji üretilmeli, firmaların yapacakları yatırımlarla paralel yatırım teşvikleri genişletilmeli, öncelikli yatırım konuları ihracatçıların beklentileri kapsamında genişletilmeli.”