Yaşayan İnsan Hazinesi'nin mütevazı hayatı
Kültür ve Turizm Bakanlığınca verilen "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödülünü geçen yıl Şubat ayında Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden alan 73…
Kültür ve Turizm Bakanlığınca verilen "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödülünü geçen yıl Şubat ayında Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden alan 73 yaşındaki Denizlili sipsi ustası Halime Özke, Beyağaç ilçesi Yeni Mahalledeki evinde mütevazi hayat sürüyor. Özke, çağırılırsa asker eğlencesi, nişan, kına gecesi gibi organizasyonlarda sipsi çalmaya devam ediyor.
Yaşayan İnsan Hazinesi olduktan sonra ulusal televizyon kanallarından da çağırıldığını, gittiği programlarda da sipsi çaldığını anlatan 3 çocuk, 7 torun sahibi sipsi ustası Halime Özke, Beyağaç ilçesi Yeni Mahalledeki evinin bahçesinde diktiği domates ve biber fidanlarıyla ilgileniyor, keçi ve ineklerinin bakımını yapıyor. Bugüne kadar birçok kadına sipsi çalmayı öğrettiğini ancak ilçede şu an kendisinden başka sipsi çalanın kalmadığını anlatan Halime Özke, çağırılırsa asker eğlencesi, nişan, kına gecesi gibi organizasyonlarda sipsi çalmaya devam ediyor. Sipsiyi kamışlardan kendisinin yaptığını, radyo ve televizyonda izlediği dinlediği şarkı ve türküleri notaya dökerek çaldığına dikkat çeken Özke, yüzden fazla şarkı ve türküyü sipsiyle çalabildiğini söyledi.
“Sipsinin deliklerini notalıyorum”
Çocukluğunda dağlarda çobanlık yaparken öğrendiği sipsiden ölene kadar vazgeçmeyeceğini belirten Özke, ‘Ben bunu yedi yaşından beri çalıyorum. 1948 doğumluyum. Keçi koyun güderken, okula girmedik biz. Kız çocukları okumaz dediler. Okula girmedik. Bunu biz, ablamgil hepimiz beş kız çalarız. Öğrettiğim insanlar var. Şimdi çalıvermiyorlar. Çok kadın sipsi cimiz vardı. Kimi kocadı, kimi öldü. Dünyada bir ben kaldım. Ben bunu yürütüyorum. Ben çocuklara da öğretiyorum bunu. Çocuğum öğrendi. Öğrettiğim insanlar var. Bu virüs davasından iki yıldan bu yana gitmiyorum. Başbakanım Tayyip Erdoğan davet etti. Küllüye de alacaksın teyze gel dediler. Üç ay aradılar. Üç ay sonra gittim. Gördüm başbakanımızı. Ödülümü aldım. Kendim öğrendim. Baka baka yengemler, ablamlar yapardı evveli. Bende bunun deliklerini not alıyorum. Onu da ben öğrendim. Şişle deliniyor. Ocağa şiş atıyorum. Kesip geliyorum, kurudu yorum bu kamışı. Kuruduktan sonra yapmaya devam ediyorum. Damak acıyorum. Yeni şarkıları nota üzerine de çalsam oluyor. Türkünün sonuna kadar bildikten sonra televizyonlarda görüyorum. Çalgıcılardan duyuyorum. Onları kulağıma katıyorum. Bende ele alıyorum çalmak için. Uğraşıyorum. Öğreniyorum. Belki yüzü gecik şarkı türkü biliyorum ama git git insan unutuyor. Yaşlandıkça. Gençliğimde olsa çok türküm var. Radyoda olsun nerde olsun hep türküleri biliyorum” dedi.(İHA)
0 Yorum