Denizli’nin Sarayköy ilçesinde geçmişi M.S. bin 300’lü yıllara dayanan şifalı kaplıcaları günümüzde de şifa dağıtmaya devam ediyor. Kokar hamam olarak da bilinen ve yüzeye yakın çıkan termal su ile gelen sağlık turizmine büyük katkı sağlayan Termal Otel, manuel terapi ile de şifa arayanları kendisine çekiyor.

Sarayköy ilçesine bağlı Tekke Mahallesinde bulunan termal otel, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelenlere şifa dağıtıyor. Aynı zamanda otelin manuel terapi uzmanı ve sahibi olan Mustafa Şen, “Gerek termal suyumuzla gerek termal çamurumuzla insanlığa şifa için uğraşıyoruz. Termal çamurun içine koyduğumuz şifalı yağlar ile etkisini de arttırıyoruz. Bu şifalı çamur; kireçlenme, romatizmal hastalıkların kronik dönemlerinde tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilmektedir. Kükürtlü Mineralli Çamur ve Turba Gurubu Çamur şeklindeki iki ayrı çamuru ile Ayrıca uyuz, sedef gibi cilt hastalıklarına da iyi gelmektedir” dedi.

Yöreye ‘Kokar Hamam’ veya ‘Uyuz Hamamı’ ismi verilmiş
Denizli’nin Sarayköy ilçesinde yer alan otelin dört mevsim sağlık turizmine hizmet verdiğini ifade eden Şen, “Kaplıcada iki tür çamur çıkmaktadır; Kükürtlü Mineralli Çamur: yöreye ‘Kokar Hamam’ ismini veren, halk arasında ‘Uyuz Hamamı’ diye de bilinen çamurdur. Özellikle cilt hastalıklarında, sedef hastalığında ve günlük cilt bakımı uygulamalarında hızlı ve etkin sonuçlar verir. Tarihi rivayetlere göre, ünlü Moğol İmparatoru Timurlenk’in Anadolu’yu işgal ettiği dönemde uyuz hastalığına yakalanan binlerce askerinin bu kaplıcada tedavi oldukları söylenmektedir. Diğer çamur ise Turba Gurubu Çamurdur. Yüksek miktarda bitkisel kökenli organik madde içeriğine sahip birinci sınıf bir çamurdur. Isı ve su tutma kapasitesi yüksek terapötik kullanım için öncelikle tercih edilen peloiddir. Bitki ve köklerinin, toprak altında oksijensiz ortamda, termal su ile etkileşerek en az yüz yıllık bir süreçte çürümesiyle oluşur” diye konuştu.

“Uyuz olan askerlere şifa olmuş”
Şifalı çamurların 14. yüzyılın başlarında uyuz hastalığına yakalanan Timurlenk’in ordusuna da şifa olduğuna dikkat çeken Şen, “Çamurun hikayesi de uzun yıllara dayanır. Emir Sultan'ın oğlu Anadolu Valisi Timurtaş tarafından Büyük Menderes üstüne taş köprüler yaptırılmış ve uyuz olan askerlerini burada tedavi ettirmişlerdir. Yıllarca bu yöre kokar hamam, tekke hamamı, ayrıca uyuz hamamı olarak geçer. Uyuz Hamamı ismi de önceden uyuz hayvanları buralarda yıkadıkları için verilmiş. Geçtiğimiz yıllarda da uyuz olan pehlivan develer burada tedavi edilmişti. Uyuz hastalığına yakalanmış develeri buradaki çamurla tedavi ettik. Buraya dünyanın dört bir yanından şifa arayanlar geliyor” ifadelerini kullandı.

Ankara’dan şifa aramak için geldi
Boyun fıtığı tedavisi için Ankara’dan manuel terapi hizmeti almaya geldiğini ifade eden Uğur Pilavcı, yaptığı açıklamada şu sözleri kaydetti:
“Buraya bir arkadaşımın tavsiyesiyle Ankara'dan geldim. Boyun fıtığım var. Tedavi için ne yapabilirim diye sorduğumda termali önerdi. O’nun tavsiyesi ile burada Mustafa Bey'in yapmış olduğu manuel terapi sistemi ile tanıştım. Başlangıçta biraz rahatladım ve ilerleyen günlerde daha fazla rahatlama olacağını söylediler. İçerisinde çamur banyosundan, termal havuzuna termal banyolardan hemoroid tedavisine kadar birçok hastalıklara ve rahatsızlıklara karşı insanlar buraya gelip kendilerine tedavi uygulatabiliyorlar”.

“Şifa bulmak isteyenler için burayı tavsiye ederim”
Çamur uygulaması yaptırmak için Nazilli'den gelen Ayhan Günana da düzenli olarak kaplıcaya geldiklerini ifade ederek; “Romatizma şikayetim vardı. Buranın çok iyi geldiğini söylediler. Biz de onun için geldik. Gerçekten de şifa buldum. Şifa bulmak isteyenler için burayı tavsiye ederim” dedi.

Her yıl düzenli termal otele geldiğini söyleyen İlhan Günana ise şöyle konuştu:
“Nazilli'den geliyorum. Her sene ayda bir iki sefer buraya geliyorum. Bu çamur romatizma ve varislerim için çok iyi geliyor. Sıcak suları, soğuk suları, yüzme havuzu herşey var burada. Her sene muhakkak buraya gelirim. Herkese tavsiye ederim. Gelsinler, görsünler bu güzellikleri. Romatizma gibi rahatsızlıkları olan herkesin buraya gelmesini tavsiye ederim”(İHA)