Prof. Dr. Haytoğlu: “30 Ağustos Cumhuriyete Giden Yolda En Somut Göstergedir.”
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ), 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99. yıl dönümü münasebetiyle ‘Zafere Giden Yolun Sonu: 30 Ağustos’ isimli bir e-konferans düzenledi.
PAÜ, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99. yıl dönümünde, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ercan Haytoğlu’nun konuşmacı olduğu ‘Zafere Giden Yolun Sonu: 30 Ağustos’ isimli bir e-konferans düzenledi. Konuşmasında, Milli Mücadele’den Türkiye Cumhuriyetine uzanan yolda önemli bir kilometre taşı olan, 30 Ağustos 1922 tarihinde kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve zaferin önemli dönüm noktalarına değinen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün zaferin kazanılmasındaki rolü ve komutanlık dehasına dikkat çekti.
30 Ağustos, Cumhuriyete Giden Yolda En Somut Göstergedir
Konuşmasın başında 30 Ağustos’un nasıl bayram olarak kutlanmaya karar verildiği konularını değerlendiren Prof. Dr. Haytoğlu, 30 Ağustos’un bir bayram olarak ilk defa 1924 yılında kutlandığını söyledi. 30 Ağustos 1922 tarihinde, savaşlar döneminin sona erdiğini hatırlatan Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, 1923 yılında cumhuriyetin kurulduğunu ve önemli kanunların hayata geçirildiğini, bu kuruluşun en somut göstergesi olarak da 30 Ağustos 1924 tarihinde Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi’nin bir bayram olarak kutlanması kararının alındığını söyledi. 30 Ağustos 1924 tarihinde düzenlenen törende Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir konuşma yaptığını ve konuşmasında Milli Mücadelenin kazanılmasının önemine değindiğini belirten Prof. Dr. Haytoğlu, “30 Ağustos’un bir resmi bayram olarak kutlanması 1926 yılında bir kanun ile gerçekleşir. Bu bayram, 1926 ile 1930 yılları arasında çok etkili bir şekilde kutlanmasa da 1930 yılından itibaren önemli bir bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır. Bu bayramın temelinde ordunun bayramı olması özelliği vardır. Nasıl ki 23 Nisan Çocuklara, 19 Mayıs gençlere armağan edilen bir bayramsa, 30 Ağustos da ordunun bayramı olarak ifade edilmiştir.” şeklinde konuştu.
1911-1922 Bir Milletin Var Olma Mücadelesinin Kesintisiz Devam Ettiği Yıllardır
Konuşmasının devamında 30 Ağustos zaferini hazırlayan tarihsel süreçleri özetleyen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, 30 Ağustos’u hazırlayan gelişmelerin temellerinin 1911‘e kadar götürülebileceğini dile getirdi. 1911 yılındaki Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 yıllarındaki Balkan Savaşları ve 1914-1918 yıllarındaki 1. Dünya Savaşı’nı bir milletin var olma mücadelesinin kesintisiz devam ettiği yıllar olarak özetleyen Prof. Dr. Haytoğlu, Mondros Mütarekesinin ardından Anadolu’nun pek çok noktasının işgal edildiğini, 15 Mayıs 1919 yılında İzmir’in işgalinin ise Anadolu halkının sabrını taşırdığını belirtti. Prof. Dr. Ercan Haytoğlu: “Mücadele ateşi bir anlamda İzmir’in işgali ile alevlenmiş oldu. Bu işgallerin ardından Anadolu’da Kuva-yi Milliye’nin kurulması Milli Mücadele adına önemli bir adım oldu. Bu konudaki en önemli gelişme ise 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkışı oldu. Artık daha düzenli bir kurtuluş mücadelesi resmen başlamıştı. Sakarya Meydan Muharebesinden sonra savunma dönemi sona ermiş, taarruz aşamasına geçilmiştir. Viyana kuşatmasından itibaren geri çekilmeye başlayan ordumuzun son durduğu yer Sakarya’dır. Milletin bu mücadeleye hazırlanmasında ordu-millet anlayışının var olduğunun en güzel göstergelerinden biri 26-30 Ağustos tarihleri arasında süren Başkomutanlık Meydan Muharebesi’dir” dedi. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne hazırlık döneminde Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlık unvanı ve meclis yetkilerinin kendisinde olmasına rağmen meclisin saygınlığına gölge düşmemesi konusunda fazlasıyla özen gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, üçer ay uzatılan yetkilerinin dördüncü kez uzatılması sürecinde hükümet başkanlığı görevini Rauf Bey’in üstlendiğini ifade etti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 30 Ağustos zaferinin kazanılmasında doğrudan etkili olduğunun altını çizen Prof. Dr. Haytoğlu, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlık yetkileri ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin hazırlık safhalarını da çok iyi yönettiğini söyledi.
Batılı Devletler, Yunan Ordusunun Zaferine Kesin Gözüyle Bakıyordu
Konferansın devamında bu mücadelenin batılı devletler ve dünyaya yansımalarını ele alan Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, İtilaf Devletlerine yakın bir siyaset izleyen İstanbul Hükümeti’nin Anadolu’da elde edilen başarılara rağmen Ankara’yı gölgede bırakmak için çaba sarf ettiğini belirtti. Türk Ordusunun başarısından endişe duyan başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri’nin gelinen noktada Türk-Yunan orduları arasında bir tarafsız kuvvet olarak görev almak istediğini sözlerine ekledi. Batılı devletlerin Yunan ordusunun zaferine kesin gözüyle baktıklarını söyleyen Prof. Dr. Haytoğlu, yaptıkları tahkimat ve savaşa hazırlık sürecinin önemine dikkat çekti.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin hemen öncesinde, Sakarya Muharebesi’nde yaşanılan kayıpların açıklanmasının Yunan kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yarattığını söyleyen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, Yunan ordusunda da disiplininde bozulma ve ayrışmanın yaşandığını belirtti. Bu esnada Türk ordusunda Sakarya Muhaberesini kazanmış olmanın morali ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi için hazırlıkların hızla devam ettirildiğini belirten Prof. Dr. Haytoğlu, süvari sayısı olarak üstünlüğün Türk Ordusunda olduğunu ancak mühimmat ve gerekli araç-gereç bakımından ise Yunan ordusunun üstün olarak muhabereye girdiğini dile getirdi. Yunan ordusunun I. ve II. İnönü, Eskişehir-Kütahya Savaşları ve Sakarya Meydan Muharebesi gibi birçok muharebenin gerçekleştiği yer olan Eskişehir bölgesine yığınak yaptığının altını çizen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, Yunan ordusunun beklemediği bir bölge olan güneyden Afyon bölgesinden taarruz başlatmanın düşmanı alt etmekteki önemine dikkat çekti. Taarruz için uygun bölge ve zamanın belirlenmesi, birliklerin kaydırılması ve gelecek destek güzergâhlarının belirlenmesi konularında yapılan planlamaların Mustafa Kemal Paşa’nın askeri dehasının bir sonucu olduğunu söyledi.
30 Ağustos, Kati Bir Zaferdir
Askeri kaynaklarda Başkomutanlık Meydan Muhaberesi olarak geçen, 30 Ağustos 1922 tarihinde elde edilen ‘Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi’nin kati bir zafer olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, zaferin ardından Mustafa Kemal Paşa’nın: “Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri” emri ile Türk ordusunun, 450 km’lik mesafeyi 9 günde kat ederek 9 Eylül günü, İzmir’i düşman işgalinden kurtardığını belirtti.
Sözlerinin sonunda, imzalanan Mudanya Mütarekesi ve Lozan Barış Antlaşması ile savaş dosyasının kapandığını dile getiren Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, “30 Ağustos, Yunanlıların tahkimatları doğrultusunda İtilaf Devletlerinin ‘altı ayda geçerseniz bir günde geçtik’ diye öğünebilirsiniz dedikleri noktaya gittiğimizde, gerçekten Türk ordusu bir kaç gün içeresinde o hatları yarıp geçti. Böylece, Türk ordusu şanına yakışır bir zafer kazanmış oldu. Türk Ordusunun elde ettiği zaferin ardından dokuz gün sonra İzmir’e ulaşmış olması da insanüstü bir çabanın sonucudur. 30 Ağustos zaferi, Yunanlıların Anadolu’yu terk etmesine, İtilaf Devletlerinin Mudanya Mütarekesi’ni imzalamasının şartlarının gelişmesinde en önemli katkıyı yapmıştır. Bu zafer kazanıldığı içindir ki Lozan Konferansı ve Türk Devrimleri ardı ardına gelmiş, Türk Devleti’nin temeli atılmıştır.” dedi.
0 Yorum