Pandemi döneminde ergenlere yaklaşım nasıl olmalı?

Pandemi döneminde ergenlere yaklaşım nasıl olmalı?

İçerisinde bulunduğumuz pandemi döneminin her yaş için pek çok zorluğu beraberinde getirdiğini belirten uzmanlar, bu süreçte özel bir dönemden geçen ergenlerin de farklı sorunlar yaşayabileceğine…

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, ergenlik dönemi ve pandemi döneminde ergenlere yaklaşım konusunda değerlendirmelerde bulundu.

“Ergenlik, kişinin ne bir çocuk ne bir yetişkin olduğu, henüz kendi toplumsal sorumluluklarına sahip olmadığı ama rolleri keşfedebileceği, sınayabileceği, deneyebileceği bir ara evre olarak kabul edilebilir” diyen Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Ergenlik dönemi hızlı fiziksel büyüme, zihinsel işlevlerde gelişme, hormonal, duygusal değişiklikler ve sosyal gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Ergenlik, ülkemizde kızlarda ortalama olarak 10-12, erkeklerde 12-14 yaşları arasında başlar ve genellikle 21 – 24 yaşları arasında sona erer.” dedi.

Duygusal iniş çıkışlar yaşanır

Ergenlerin yetişkin olmaya başladıkça fiziksel olarak değişime uğradıklarını, duygusal olarak iniş ve çıkışlar yaşadıklarını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Ergenlerin fiziksel gelişimi daha hızlı bilişsel gelişimi ise daha yavaş olduğu için bedenleri hızlı bir şekilde yetişkin görünümüne ulaşsa da bilişsel olarak yavaş yavaş soyut kavramları daha çok düşünmeye, daha karmaşık problemler çözmeye ve diğer kişilerin bakış açılarını anlamaya başlarlar.” dedi.

Kimlik arayışında önemli bir dönem

Ergenlik döneminde kişinin kimliğini bulma yolunda zorlu bir süreçten geçtiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Önceki durumlarına göre ahlaki ve etik bakımdan daha yüksek bir sağduyuya sahip olurlar ancak fiziksel gelişimdeki hızla olan dengesizliği yüzünden ergenler, bu dönemde bağımsız olma ve kimliklerini bulma yolunda çok zorlu bir süreçten geçmeye başlarlar. Kimlik oluşturma sorunları, karar verirken dürtüsel olma potansiyallerindeki yükseklik, yaşıtlarına karşı kendilerini kanıtlama çabaları özgüvenlerindeki iniş çıkışlar, ergenlerin bu dönemde suç işleme, şiddete başvurma, çete faaliyetlerine katılma ve uyuşturucu madde kullanma ihtimallerini arttırır. Yine duygu durum olarak da bazen mutlu, bazen üzgün olurlar ve çoğu zaman da neden böyle hissettiklerini açıklayamazlar.”

Arkadaş ilişkilerini ailesiyle paylaşmak istemeyebilir

“Ergenlik pek çok değişikliğin ve zorlukların meydana geldiği bir dönem olması kaçınılmaz bir çatışma ve gerilim anlamına gelmez” diyen Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Her ne kadar birçok aile zaman zaman ergen çocuklarıyla kavga etseler de bu sorun bazı ailelerde fazla olmaktadır. Aile bu evrede çocuklarının kendilerinden uzaklaştığını görür ve ne yapacağını bilemez. Ergen arkadaşlarına çok daha fazla zaman ayırır ve aileyi beğenmiyor, önemsemiyor gibi görünür. Özel hayatını, yaşadıklarını, arkadaş ilişkilerini aileye anlatmak istemez. Odasına izinsiz girilmesini istemez odasında tek başına vakit geçirmek ister, teknolojik aletlere, arkadaşlarına, yaşıt ortamına daha fazla zaman ayırır. Arkadaş ortamında sigara alkol ve hatta keyif verici diğer maddeleri, cesaret gerektirdiği düşünülen ama suçla da ilgisi olabilen olayların içinde kendini bulabilir. Hoşlandığı ve cinsel çekim hissettiği kişilerle daha yakın olmak için çaba gösterebilir. Kendine rol model olacak yeni kişi arayışına girebilir. Bunlar arkadaş, sporcu, pop yıldızı, dizi karakteri gibi kişiler olabilir.  Birbirinden farklı özelliklere sahip, farklı uçlarda yer alan rol modeller seçebilir kendine. Model aldığı kişiler sıklıkla değişebilir. Ailenin kaygıları ve korkusu artar. Çocuğunu kontrol etmeye çalışır. Ergen ailenin isteklerini baskı olarak algılar, aile de ergenin isteklerini isyan olarak algılar. Çatışmalar başlayabilir. Ergenlik döneminde aile, okul, toplumsal gruplar ve kitle iletişim araçları, ergenin toplumsal kimliğini oluşturmasına ve toplumda saygınlık kazanmasında etkili olan etmenlerdendir.” diye konuştu.

Sakin ve rahatlatıcı tavırla konuşulmalıdır

Çocuğun yaşamış olduğu bir sorun veya yaptığı bir yanlışlıkla anne babasına geldiğinde sakin ve rahatlatıcı bir tavırla sonuna kadar dinlenmesi gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Sözü kesilip kızıp bağırılmamalı ya da direkt yargılamaya geçilmemelidir. Çözüm odaklı olunmalıdır. Anne baba olarak kendi eksiğimiz ve yanlışımız olup olmadığı da çocukla konuşulmalıdır ve ortak bir çözüm yolu aranmalıdır. Unutulmamalıdır ki esas amaç ne olursa olsun, ne yapmış olursa olsun çocuğun yalan söylemesine mani olunmalıdır. Bunun da tek yolu çocuğun koşulsuz bize güvenmesi, ne anlatırsa anlatsın sonuna kadar dinleyeceğimizi bilmesi ve çözüm odaklı bir şekilde yargılamadan yanında olacağımıza inanmasıdır. Her ergen hata yapabilir önemli olan zamanında tedbir alabilmektir.” dedi.

Bu dönemde ne yapılmalıdır?

Bu olumsuzluklarla ilgili olarak öncelikle ergenlerde yatma ve kalkma saatlerini okula devam ediyormuş gibi düzenleyecek günlük bir rutin oluşturulması gerektiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Akranları ve aile üyeleriyle düzenli iletişim kurmak, pandeminin yol açtığı belirsizlik ve stresle daha kolay başa çıkabilmek için  bu süreci sanatsal faaliyetlerini ve hobilerini gerçekleştirmek ve geleceklerini değerlendirmek planlar yapmak için bir fırsat olarak görülmeye itilmesi ve kişisel gelişim üzerinde bu süreçte durulmasının ergenlerin ruhsal iyi oluşlarını arttırdığı bilimsel çalışmalarda yer almaktadır. Bu süreçte ebeveynlere çok iş düşmektedir. Ortak okuma saatleri belirleme, bulmaca, ev oyunları gibi aktivitelerin yaşama eklenmesi, internette öğrenilebilecek sanatsal ve sporsal ilgi alanı ve aktivitelerin beraber yapımı, her gün çocukla rahatlatıcı sohbetler edilmesi ve ailenin diğer üyeleri ve yaşıtlarla uzaktan iletişimin desteklenmesi, beraber film izlemek izin verilen saatlerde beraber yürüyüşe çıkılması, filmler, diziler izlenmesi ebeveynlerin de çabasıyla ile işleri kolaylaştırabilecek önlemlerdir.” diye konuştu.