Denizli Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı M. Abdülkadir Uslu, Yönetim Kurulu Üyesi Selim Yaymanoğlu, Bölge Müdürü Ahmet Taş, Tosunoğlu Tekstil A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tosunoğlu ve birçok işletme yöneticisinin katıldığı sunumda; Tosunoğlu Tekstil Tasarım ve Ürün Geliştirme Müdürü Ece Tosunoğlu konuşmacı olarak 23 SS renk gamı ve 23 SS trendlerini katılımcılarla paylaştı.

Gerçekleştirdiği sunumda;  “Modern yaşamın hızı ve kaotikliğinin, doğal, ham ve atalardan kalma olana dönüş için karşıt bir tüketici özlemi yaratmaya başladığını” vurgulayan Tasarım ve Ürün Geliştirme Müdürü Ece Tosunoğlu “Modern dünyamızda unutulup gitmek yerine, bilinçli anlayışla gücümüzü geri kazanıyoruz. İlk tohumdan mağaza rafına kadar kullandığımız ve tükettiğimiz ürünlerin nerede ve nasıl yetiştirildiğini araştırmak istiyoruz. Ürünlerimizi oluşturan bileşenlerle, onların kutsal enerjisini ve doğal şifa armağanlarını tam anlamıyla deneyimlediğimiz yakın bir ilişki kurmayı amaçlıyoruz. Ürünlerimizin ham hallerini ve hatta kendi özümüzü keşfetmeye çalışırken, hayatın her alanında gerçeği aramaya başladık. Çevremizdeki dünyanın net ve dürüst olmasını arzuladığımız gibi, varlığımızın en savunmasız kısımlarını da dünyaya göstermeye çalışıyoruz. Uykumuzdan uyanıp, rafine edilmemiş, hassas, organik ve içgüdüsel bir hamlığı ortaya çıkarıyoruz. Dünya ile kurduğumuz bu bağ aidiyet duygumuzun temelini oluşturmaktadır. Her birimizin içinde birbirimize, ailelerimize, topluluklarımıza, dünyamıza ve kendimize ait olma temel arzusu vardır. Topluluklarımızdan ve işyerlerimizden uzun bir ayrılık döneminden sonra, parçaları bir araya getirmeye ve temel kolektif birlik anlayışımızı yeniden oluşturmaya çalışıyoruz. Gerçekte, Covid'in hayatımızı yeniden düzenlemesi, birçok kişinin nereye ait olduğumuzu ve neye ev dediğimizi sorgulamasına neden oldu. Giderek eşyalara ve nesnelere daha fazla anlam katıyoruz. Aidiyet bulmak için yolculuklara çıktığımızda, kendimizin ötesinde evrene bakarak ve nereden geldiğimizle ilgili temel soruları sorarak çevremizdeki dünya hakkındaki farkındalığımızı geliştiriyoruz. Ruhsal uyanışımızın bu anı, içimizde güvenlik ve tatmin ararken, özümüzü bulmamıza rehberlik ediyor. Kendimizi özgürce ve adil bir şekilde ifade etme yeteneğimizi sınırlayan baskıcı ideolojileri bırakarak, sınırsız kimliklerimizi kutlayan yeni varoluş yolları inşa etmeye başlıyoruz. Durgunluk ve izolasyondan bıkmış birçok kişi, büyümek, genişlemek ve gelişmek amacıyla bu pandemi sonrası döneme adım atıyor. Yeşil ve mavi alanlarımızla olumlu etkileşimler yoluyla çevremizdeki dünyayı yeniden inşa ediyoruz ve etrafımızda büyüyen malzemelerle bağlantımızı güçlendirmeye çalıştığımız yeni bir aşamaya başlıyoruz. Çiçekleri ve kentsel tarımı, beslediğimiz ve karşılıklı olarak bizi besleyen şeylerin bir sembolü olarak kullanarak, üretmeye önem veriyoruz. Evrim yeni devrimdir ve birçoğu yenilenen Dünyamızın yanında gelişmek için metamorfik bir yolculuğa başlıyor. Kolektif farkındalığımız genişledikçe, insanlığı daha da olgunlaştıracak bir uyanışı umuyoruz. Bu bağlamda sürdürülebilirlik, geri dönüştürme ve yeniden kazandırma eğilimleri artmaya başladı. Tüm bu kültürel ve sosyolojik değişimler trendlere yön verirken İlkbahar/Yaz 2023 Kadın-Erkek moda renkleri de buradan şekillenmiştir. Tüm bu arayış ve yolculuklardan yola çıkarak 4 önemli rengi sunmak istiyorum.

Suyolu, rahatlama ve esenlik duygularını uyandırmak için duygularımızı nazikçe temizler. Canlı olan her şeyde bol miktarda bulunan tanıdık bir yeşil tonu olsa da, onu çevreleyen, doğal dünyanın kozmik sakinliğini ve içindeki yerimizi ima eden esrarengiz bir parıltı da vardır. Böyle yatıştırıcı bir rengin çok yönlülüğü, aynı zamanda klasik şekillere yenilik katan 'yeni nötrlerin' evrensel çekiciliğini daha da vurgular. Suyolunun kolaylığı ve akışkanlığı, erişim genişliği keşiflere olan hayranlığımızla uyumludur.

Çatlamış toprak, çiğ bitki örtüsü ve boğucu bir esinti kadar saf olan ham renkler, bizi nazikçe en önemli şeylere geri götürüyor. Boyanmamış özü, tabiat ananın hakiki ve iyi olan her şey için bir işaretidir. Bir yaz ortası güneş ışını gibi, sade ama erişimi güçlüdür. Mutluluk ve esenlik için doğuştan gelen hakkımız ve yalnızlığın temel taşıdır. Sessiz bir güvenlik açığı ile bu otantik nötr, organik ruhu, tatlı sadeliği ve kusurlu mükemmelliği kutluyor.

Bu turuncu tonu, susuzluğumuzu giderici bir dindirici gibidir. Aynı anda hem rahatlatan hem de canlandıran coşkulu bir moral, tutku ve enerji sarsıntısıdır. Özünde özgür ruhlu olan bu sulu portakal tonu, yoğun doygunluk ile uyarıcıdır, gördüğümüzde neredeyse dilimizde hissedebileceğimiz gazlı köpürme hissi verir. Böylesine canlandırıcı bir rengin, ruh halini yükselten kalitesi, narenciye, güneş ışığı ve doğallığın sınırsız canlılığına bir selam niteliğindedir. Sıcaklıkla titreşen ve kutlamaya açık bu ton, önümüzdeki günler için çok ihtiyaç duyulan bir coşku kaynağıdır.

Bu doğal ton, tatlı rahatlama ve uyumlu dengeyle dolu sihirli bir mineraldir. Gökyüzünden vurulmuş ve tanrılar tarafından verilmiş bir astral hazine gibi, bu rahatlatıcı renk tonu daha masum bir zamanda korunmuş, ince bir şekilde rüya gibi ama aynı zamanda böyle kaotik zamanlarda hepimizi kendimize getiren bir gerçekliğe kök salmıştır. Rengin gelişen enerjisi, neredeyse yumuşaklık ve güçle parıldayan sessiz bir yoğunluğa sahiptir.”

Sunumun ardından katılımcılar; Tosunoğlu Tekstil Tasarım Merkezi’ne bağlı Tasarım ve Ürün Geliştirme Müdürü Ece Tosunoğlu’na konuyla ilgili sorularını sorarak merak ettikleri detaylara cevap buldular. Katılımın yoğun ve verimli geçtiği buluşma fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.