Müjdat İlhan : İMZALARIN GERÇEK OLMADIĞINI SÖYLEMEK AYMAZLIKTIR

Müjdat İlhan : İMZALARIN GERÇEK OLMADIĞINI SÖYLEMEK AYMAZLIKTIR

Cumhuriyet Halk Partisi Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan, ilçe örgütüyle birlikte Denizli Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenledi

BAŞKAN İLHAN KURULTAYDA DEĞİŞİMDEN YANAYIZ

Cumhuriyet Halk Partisi Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan, ilçe örgütüyle birlikte Denizli Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenledi.

CHP Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısına Kadın Kolları İl Başkanı Işık Kodal Kurt, Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Özdarak, Başkan yardımcısı Sinan Özdemir ve yönetimi katıldı.

Gündeme dair açıklamalarda bulunan Başkan İlhan, İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırıların insanlık suçu olduğunu ifade ederek, bu katliama bir an önce dur denilmesi gerektiğini söyledi. İl ve ilçe kongrelerini tamamladıklarını ve 4-5 Kasım’da yapılacak olan CHP Kurultayında, değişimden yana olduklarını ifade etti. Özgür Özel için toplanan imzaların sahte olduğunu söylemek aymazlıktır diyen İlhan, “Ben dahil 14 delegenin imzaları gerçektir” diye konuştu.

ORTADOĞU BATAKLIĞINA BİZLERİ DE ÇEKECEKLER

Başkan İlhan, “Ateş topu gibi bizi de etkileyen Ortadoğu savaşı,  savaş hukukunun üzerine çıkar şekilde gerçekleşen katliamları dile getirmek istiyorum. Öldürülen kadınları, çocukları, insanları rahmetle anmak istiyorum. Bu yıllardır süren ülkelerin yanlış politikalarından kaynaklanan bir sürecin bugünkü uzantısıdır. Yine maalesef insan hayatının hiçe sayıldığı, katliamların devam ettiği ve emperyalist güçlerin sürekli silah satmakla Ortadoğu bölgesinde bu huzursuzluğu devam ettirerek kendi menfaatlerini şekillendirmekten başka hiçbir şey değildir. Irak’tan başladık sonra Suriye sonra adına Arap Baharı dediler. Onlarca yıldır kendi topraklarında huzur içinde yaşayan birçok ülkeyi maalesef birkaç diktatörün eline teslim ettiler. Suriye, Lübnan, Filistin ve sonrasında İran üzerinden bu karışıklığı iyice detaylandırıp maalesef ki bizim dış politikamızı yok eden mevcut iktidar yüzünden de bu Ortadoğu bataklığına bizi çekecekler diye düşünüyoruz” dedi.

EHİL OLMAYAN ELLERDE YAPILAN POLİTİKALR BİZLERİ BU HALE GETİRDİ

İlhan, “İçişleri Bakanı çıkıyor, daha oradaki olayların nedenleri ve sonuçları tartışılmadan 250 bin, 500 bin dolar verdiğinizde vatandaşlık haklarınız hazır, vatandaşlık haklarınız hazır çıkın gelin diyor. En sonra söylenecek sözü en başta söyleyecek noktaya maalesef getiriyor. 500 bin Filistinlinin bizim topraklarımıza gelmesi konusunda beyanlarda bulunuluyor. Mevcut 13 milyona yakın sığınmacının daha yaşam koşulları oluşturulmamışken, onların demografik yapımızı değiştirdiğini bile bile hiçbir önlem alınmamışken yeni yeni göçlere kapı açılıyor. Bu da bizi yönetenlerin aczini, kabiliyetsizliğini ve beceriksizliğini gösteriyor. Her insan kendi yurdunda güvenli olmadığı gibi hayati endişe duymadan yaşayacak hale gelmelidir. Öz kaynaklarını kullanabilmelidir. Şu anki yapılan insan hayatını hiçe saymaktır. Bunların önüne geçmek için Türk dış Politikasının yıllardan beri süregelmiş hafızasını yeniden hayata geçirmektir. Maalesef ehil olmayan ellerde yapılan politikalar bizleri bu hallere getirmiştir” diye konuştu.

HUKUKA OLAN İNANCINI YİTİREN İNSANLAR SOKAKTA HAK ARIYOR

Dünya ve ülke genelinden olumsuzluklar devam ederken daha dün şehrimizde acı bir olayın yaşandığına değinen İlhan, “Mücadelesini verdiğimiz kadına ve çocuğa şiddetin önlenmesi ile ilgili yaptığımız çalışmalar ve projeler göz önündeyken, eşi tarafından bıçaklanan bir kadını gördük ve bunun video kayıtları her yerde yayınlandı. Bu vahşeti durdurmak için toplumun kendi dinamikleri arasında bu görüntülerden uzaklaşması bu psikolojiden sıyrılması gerekmektedir. Bunu da yine halkın hak ettiği yaşam standardını oluşturması gereken iktidarların sağlama yükümlülüğü vardır. İnsanlar maalesef bunu bir hukukçu olarak söylüyorum, hukuka olan inancını yitirdiği için sokakta hak aramakla geçirmeye çalışıyor. Bu da iç karışıklığın ilk adımlarıdır. Maalesef, bizi getirmeye çalıştıkları nokta da işte tam burasıdır” diye konuştu.

KİMSENİN HUKUKA OLAN İNANCI KALMADI

Kimsenin hukuka olan güveninin kalmadığının altını çizen İlhan, “Bir başsavcı düşünün, kendinden önceki başsavcı ile ilgili yapılan işlemlerin, parayla alınan tahliyelerin, hatta daha tutukluluk aşamasının bile kurgulanarak, önce bir mağdur yaratmak sonra o mağdurun tahliye olmak adına kendilerine rüşvet vermesini sağlayan bir çarkın varlığını HSK ile değil, öncelikle basınla paylaşıyor.  Sanki kendisi bu işlerden rahatsızmış, gibi yapıyor. Yaparken de aslında ‘helal olsun adama’ dedirtmeye çalışıyor. Kısacası önceki ekibin tasfiye olması ve kendi ekinin işlerin başına geçmesini sağlamaya çalışıyor. Buradaki hukuka aykırılığı, aymazlığı, insan hayatının hiçe sayılmasının izahını yapmaya Türk Dili yeterli değil. Zaman aşımı yaklaşmış dosyayı raftan indir, oradan üç-beş tane şüpheli bul, sulh Cezaya sev ket savcılık olarak, Sulh Ceza tutuklasın, itirazı Asliye Ceza reddetsin. Adam tutukluyken içerde alakası olmayan, yıllar önce olan bir olaydan dolayı tutuklu kalmanın verdiği psikolojiden kaynaklı olarak bütün varını yoğunu bu işi çözeceğim diyenlere ve onların aracılarına, ödeme yapmak zorunda kalsın. Hukuka olan inanç kalmamış ve maalesef bunları liyakat gözetmeden görev aldıkları için yapmaya devam ettikleri sürece biz yine kargaşanın içinde kalmaya devam edeceğiz. Hakim savcı atamalarındaki usulsüzlüğü, devlet memurlarındaki usulsüzlüğü yıllardır dile getiriyoruz. Liyakattan uzaklaştığımız sürece de, bunun böyle devam edeceğinin altını çizmek zorundayız “ dedi.

CHP’NİN DERMAN BELEDİYECİLİĞİNİ DENİZLİ VE TÜRKİYE’YE YAYACAĞIZ

Derman belediyeciliği Denizli başta olmak üzere tüm Türkiye’ye getirme hedefleri olduğunun altını çizen Başkan Müjdat İlhan, “Eğitimden sağlığa, sağlıktan kültüre her konuda tespitlerimizi yaptık. İl ve 19 ilçede kongreleri tamamladık. Merkezefendi İlçe Örgütü olarak 19 Ağustos’ta yapılan seçimlerinden ardından sokağın nabzını tutmak için çalışmalara başladık. Vatandaşlarımızın bize yansıttıklarını il ve genel merkez düzeyinde paylaşıp çözüm üretme amacını güdüyoruz. Seçim sürecinde de aynı şekilde çalışmıştık. Olumsuzlukları not ettik ve ilgili birimlere ilettik. Bunun çözümü ne diye soracak olursanız, iktidara gelmek. Teoride olsa bile iktidar olmadıkça çözümler gerçekleşmeyecek. Kurultay sürecinin sona ermesinin ardından hedefimiz yerel seçimler. CHP olarak üyelerimizin ve partimizin yönetim kurullarındaki arkadaşlarımızla, doğru insanları vatandaşlarımızla buluşturup CHP’nin derman belediyeciliğini başta Denizli ve Türkiye’de yayma düşüncesindeyiz. Biz Denizli halkının başta olmak üzere kendi yerel yöneticilerimizi seçerken tabanda da birlik olacağına inanıyoruz. İttifaklara çok fazla takılmıyoruz. İyi biliyoruz ki daha önce bu ittifak genel merkezler düzeyinde kararlaştırıldığı andan itibaren uygulayıcı olan sokaktaki vatandaştır. CHP’li seçmen ayrışmadan kendi içinde yerel yönetimlerdeki birlikteliği sağlayacak ve kendine yakışan yöneticileri getireceğinden emin” diye konuştu.

ATTIĞIMIZ İMZALARIN ARKASINDAYIZ

Başkan İlhan, “Denizli İl ve İlçe örgütleri olarak bu konudaki düşüncemizi gayet net şekilde beyan ettik. Sayın Genel Başkanın şahsıyla, çalışma temposuyla ilgili bu süreçte, hak adalet mücadelesiyle ilgili endişemiz olmadı. Tüm çalışmalarda yanında olduk, destek verdik. Son seçimlerde de CHP örgütlerinin başta Merkezefendi İlçe Örgütü üyelerinin, kurullarının çabasını gördük. Türkiye ortalamasının çok üstünde bir oy aldık. O yüzden biz bütün bu gayretli çalışmalara rağmen sonuç alınamamış olmasından dolayı, sokağın sesini dinledik. Vatandaşın değişime ihtiyaç olduğunu söylemesi nedeniyle uzun süreli görüşmelerle 19 ilçede bu konuda bir duruş sergiledik. Kimseyi eğmeden bükmeden genel başkana teşekkür ettik ve karar kıldık. Attığımız imzaların arkasında duruyoruz. Umarım olumsuzlukların tamamı aşama aşama ortadan kaldıracak. Toplumun isteklerine kulak verdik. Öncelik sıralamasına özellikle dikkat edecek yönetim anlayışının geleceğini düşünüyoruz. Biz CHP Merkezefendi İlçe Örgütü olarak çalışmaların altyapısını hazırladık ve sokakta olacağız, bunun altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“İMZALARIN SAHTE OLDUĞUNU SÖYLEMEK AYMAZLIKTIR”

Kurultay için verilen imzaların arkasında olduklarını ifade eden ve imzaların sahte olduğunu söylemenin aymazlık olduğunu söyleyen Başkan İlhan, “Öncelikle yetişkin bir insan, sonrası bir hukukçu, ilçe başkanı ve bana yetki veren delegelerin verdiği yetkiyle konuşuyorum. 19 ilçe başkanı ve il başkanının olduğu bir toplantıda bu kararı aldık. Özgür Özel geldiğinde onun olduğu toplantıda da bunu deklare ettik ve sonra imzalar atıldı. Basına fotoğrafı verilen belgede atılmış imzaların sahte olduğunu söylemek aymazlık olur. İmzalar el yazısı ile delegeler tarafından atılmıştır. O belgede sonrasında ortaya çıkmıştır. Denizli Milletvekillerimiz doğal delege fakat bizim onlara bu konuda bir teklifle gitmek doğru değildir. TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, meclis görevi nedeniyle siyasi çalışmaların içinde yer alamıyor. Ayrıca bunu da beyan etti ve kongrelerde de yoktu kendisi. Milletvekilimiz Şeref Arpacı’da genel merkez düzeyine çalışmalar yapıyor. Bizim onlara bir şey dememiz yakışık almaz. Onlar kendi adlarına karar vereceklerdir.” Dedi.

MESCİT VE EMEKLİ İKRAMİYESİ ELEŞTİRİSİ

Başkan İlhan, “4-6 yaş çocukları için kurslar açılıyor” diyen İlhan, “Kurslarda kim olduğu bilinmeyen Diyanet İşlerinin görevlendirdiği imamlar ve müezzinler tarafından çocuklar eğitime tabi tutuluyor. Bu çocukların önce hayata alıştırılması ve kişiliklerinin geliştirilmesi için bilimsel ölçekte çalışma yapılması gerekiyor. Ayrıca okullara mescitler yapılıyor. Herkesin inancı kendine, okula mescit yapıp, o çocuğun fiziksel ve mental anlamda gelişimi için bir öğün yemek vermiyorlar. Çocukların bir öğün yemek yemesine engel olup, maalesef gidip mescit yapıyorlar. En büyük bütçelerden birine sahip olan Diyanet İşleri milyarlarca lirasının aylık faizini Milli Eğitim Bakanlığına bağışlasa da çocuklar yese içse diyoruz” diyerek tepki gösterdi. Emeklilerle dalga geçildiğini ifade eden İlhan, “Bir defaya mahsus 5 bin lira veriyoruz diyorlar. Birde çalışana vermiyorlar. Ben emekli olduktan sonra ihtiyacım olmasa neden çalışayım? Enflasyon oranlarının belli olduğu yerde neden insanları buna mahkum edilsin?” diye sordu.