DENİZLİ BARO BAŞKANI AV. MÜJDAT İLHAN YENİ ADLİ YILIN HAYIRLI OLMASINI DİLEDİ.

2017-2018 adli yılının ulusumuza, ülkemize ve Denizli’mize hayırlı olmasını diliyor, ömrünü adalete ve onun sağlanmasına vakfeden şu anda aramızda bulunamayan avukat, hakim, savcı ve  tüm meslektaşlarımızı rahmetle ve şükranla anıyorum. Elim bir kaza da kaybettiğimiz değerli Cumhuriyet Başsavcımız  Mustafa Alper ve emektar Muzaffer abimizi de bu vesile ile rahmetle anmak istiyorum.

Vatan topraklarının işgaline ve emperyalist güçlerin vatan toprağını parçalama arzusuna karşı verilen en büyük mücadele olan 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 95. Yılını ve henüz eda ettiğimiz kurban bayramımızı da kutluyorum.

95.Yılını kutladığımız 30 Ağustos Zaferini ve Cumhuriyetimizi  elde etmek için canlarını ortaya koyan Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehit ve gazilerimizi şükran ve minnet ile anıyorum.

15 Temmuz 2016 gecesi, Ülkemiz, tarihinin en karanlık gecesini yaşamış, en büyük saldırısına uğramış ve en hain darbe girişimi ile karşı karşıya kalmıştır.

Öncelikle bu vahim darbe girişimi sırasında şehit olan askerlerimize, güvenlik güçlerimize ve yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, yakınlarına ve  ulusumuza da sabırlar diliyoruz.

Denizli Barosu olarak  kimden ve ne zaman gelirse gelsin darbelerin karşısındayız. Bu nedenledir ki Devlet içinde yuvalanmış FETÖ terör örgütünün doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti'ni hedef alan darbe girişiminin karşısında demokrasinin yanında olduğumuzu, Türkiye Barolar Birliği ve diğer barolarla birlikte 15 Temmuz akşamı hiç vakit kaybetmeden derhal kamuoyuna açıkça ilan ettik.

O geceden bu yana,  yaşanılan olağanüstü gelişmeler en başından beri baromuz tarafından dikkatle takip edilmektedir.

Kuşkusuz sıfat ve konumu ne olursa olsun, bu karanlık yapıya dahil olan, destek veren herkes hukuk önünde hesap vermeli, bedelini en ağır şekilde  ödemelidir. Bu karanlık yapının temizlenmesi, bu alçakça kalkışmanın hesabının yargı önünde sorulması yönündeki güçlü beklenti ve desteğimiz sonuna kadar devam edecektir.Bununla birlikte soruşturmalarda masumiyet karinesi ihlal edilmemeli savunma hakkı kısıtlanmamalı, suçlu ile suçsuz şüpheye yer vermeyecek şekilde ayrılmalıdır.

Bu doğrultuda, yargısal bir görev yapan biz avukatlara karşı da bir takım soyut vehim, zan ve söylentilerle, siyasi mücadele temelinde “dedikodulara” dayanılarak hareket edilmemeli, varsayım ve olasılığa binaen avukatların itibarlarıyla ve gelecekleri ile oynanılmamalı, haklarında gereksiz ve orantısız koruma tedbirlerine başvurulmamalıdır. Avukat soruşturmalarına KHK ile getirilen yeni düzenlemeler savunma hakkını kısıtlama amacı ile kullanılmamalıdır.Kısaca konumlarının gerektirdiği dikkat ve özen tüm yetkili birimlerce gözetilmeli, sürecin meşruiyetini zedeleyecek gereksiz sorunlara yol açılmamalıdır.

Denizli Barosu olarak  talep ve beklentimiz Yargının, bu tür karanlık yapı ve örgütlere mensup olanlardan arındırılarak, hiç bir güce ve iktidara tabi ve bağımlı olmaması, üyelerinin liyakat esasına ve objektif ölçütlere göre belirlenmesidir. Kısaca görmek istediğimiz; yalnızca Türk Milleti adına, hukuka ve vicdanına göre karar verecek Cumhuriyetin yargısıdır. Bu hususlarda gerekli hassasiyetin gösterileceğini umut etmekteyiz.

Tüm bu hususlarda;  başta başsavcılıklar olmak üzere yetkili birimlerle sürekli temas halinde olduğumuzu, gerekli girişimlerde bulunduğumuzu, sorunların günü gününe takip edildiğini, TBB ile de bu hususlarda düzenli bir iletişim halinde olunduğunu,  Baromuzun tüm birimleriyle süreci izlediğini ve izleyeceği hususlarını, özellikle meslektaşlarımızın bilgisine sunmayı gerekli görmekteyiz.

İçinde bulunduğumuz süreçte uzatılmaya devam eden OHAL ve çıkarılan KHK lerin hukuki güvenliğimiz açısından sorun yaşatmakta olduğunu görmekteyiz. Yargıya kapalı idari kararlar ve yapılan yasal düzenlemeler adalete olan güveni ve adalet beklentilerini örselemektedir.

Yargının kurucu unsuru hakim savcı avukatların mesleğini icra ederken karşılaştıkları her türlü sorun doğrudan yurttaşımızın hak arama hürriyetinin  önünde büyük bir engeldir.Başta siyasi irade ve HSK  hakim ve savcılarımızın

Kürsü bağımsızlığı,yargıç teminatı konularında gereken hassasiyeti gösterilmeli adalete güven yeniden tesis edilmelidir.

Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyet değerlerine, demokrasi ve milli egemenliğe, laik demokratik Cumhuriyetimize bağlılığımızı dün olduğu gibi bugün de sürdüreceğimizi, tüm kurum ve kurallarıyla hukuk ve demokrasinin tek çare olduğunu,egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu bir kez daha yineliyor, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, "Efendiler ve ey ulus biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır." diyor, tüm avukatlarımızın yargıçlarımızın, savcılarımızın ve adliye çalışanlarımızın yeni adli yılını kutluyor, sevgi ve saygılar diliyorum dedi.