MHP'DE PARANGALAR SÖKÜLÜYOR
Buldan MHP İlçe Başkanı Mehmet Tuğrul, 16 Nisan'da yapılacak referandumda hayır oyu vereceğini açıkladı. Genel Merkez Hayırcı ilçe yönetimini görevden alarak karşılık verdi.
Buldan MHP İlçe Başkanı Mehmet Tuğrul, 16 Nisan'da yapılacak referandumda hayır oyu vereceğini açıkladı. Genel Merkez Hayırcı ilçe yönetimini görevden alarak karşılık verdi.
Türkiye Ak Parti ve MHP'nin evet diyerek referanduma götürdüğü anayasa değişikliğine kilitlenirken, MHP tabanında ayrışmalar devam ediyor. MHP'de hayır diyeceğini açıklayanlara MHP Buldan İlçe Teşkilatı da eklendi.
Buldan MHP İlçe Başkanı Mehmet Tuğrul, ilçe teşkilatı olarak referandumda "hayır" diyeceklerini açıkladığı bildirisinde şunları söyledi;
“ÜLKÜCÜSÜZ BİR MHP İLE MHP’SİZ BİR TÜRKİYE HAYAL EDİLMEKTEDİR!
21 maddeden başlayıp 18 madde ile TBMM süreci tamamlanarak halkın oyuna başvurulacağı referandum bölümüne gelinen anayasa değişikliği ve getireceği sonuçları ile ilgili kanaatlerimizi aşağıda belirtmeye gayret ettik.
Anayasa değişikliğinin getirdiği yönetime; devletin tek adam tarafından yönetildiği gerçeği değişmediği için, ister cumhurbaşkanlığı ister başkanlık sistemi denilsin farketmeyeceği ve herhangi bir farkın olmadığı kanaatini taşımaktayız.
Devlet, neredeyse egemenliği başta olmak üzere bütün kurumlarıyla bir kişiye bağlandığından biz buna ‘tek adamlık ’ diyoruz.
Bilindiği gibi demokrasilerde kararları kanunlara göre kurum ve organlar verir, kişilerde yönetimi buna göre yapar.
Bu yeni düzenlemede ise kararları verende yönetimi yapan da tek adamdır. Bu yönetim şahsi takdiri, keyfiliği ve hukukdışılığı -çeteleşmeyi- kaçınılmaz hale getirir. Hukuk, hukuk dışılığı ‘çeteleşme’ olarak tanımlıyor.
Devlette çeteleşme kargaşaya yol açar. Hukuk sistemi işlemez, devlet yönetilemez hale gelir.
Bu temel vasıflar dikkate alınarak tek adam yönetimi incelendiğinde ‘ var gibi olduğu görülen hukukun, demokrasinin ve kurumların aslında yok olduğu anlaşılmaktadır!
Yeni anayasa değişikliğinde var gibi görünüp de yok olan uygulamalara şöyle bir göz atalım:
-Yürütme alanına giren konularda ( meclis çalışmalarının %80’i yürütme ile ilgilidir) tek adama KHKçıkarma yetkisi verildiğinden cumhurbaşkanı genel başkanı olduğu çoğunluğa sahip parti milletvekillerinin yasa teklifini kendisi belirleyebileceğinden, veto ettiği kanunun kabulü için 301 oy, suç işlediği iddiasıyla yargıya gönderilmesi gereken tek adam ve yardımcıları için 400 oy gerektiğinden, seçimleri yenilemek amacıyla meclisi feshedebilme yetkisine sahip olduğu için (yasama var gibi, ama yok ),
- Milletin değilde başkanın seçtiği ve millete değilde başkana karşı sorumlu olan yardımcıları ve bakan adı verilen sekreterlere hükümet denilemeyeceği için (hükümet var gibi, ama yok) ,
- Yüksek yargı organları üyelerinin tamamını tek adam ve çoğunluğa sahip partisi seçtiğinden bağımsız ve tarafsız yargı yeni ve siyasallaşmış yargı olacağı için ( Bağımsız ve tarafsız yargı var gibi, ama yok ),
- Tek adamın KHK ile birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı, kamu kurum ve kuruluşları kurabilmesi, ‘özerk’ bölge anlamına geldiğinden üniter devlet yapısı yok olacağı için ( Üniter devlet var gibi, ama yok ),
- Türk milleti inkar edildiği ve ülke etnik gruplara bölünerek ‘ÖZERK’ bölgeler kurularak milli devlet ( Türk milletinin devleti) ortadan kalkacağı için ( Milli devlet var gibi, ama yok )
- Bütün devlet yetkileri bir kişide toplandığı, tek adamın yurtdışına çıkması ve vefatı halinde devleti millet tarafından seçilmemiş başkan yardımcısı ve sekreterler yöneteceği için (Demokrasi var gibi, ama yok),
- Seçilmiş olsa da bütün yetkilerin tek adamda toplandığı bağımsız ve tarafsız yargının olmadığı yönetimlere hukuk devleti denemeyeceği için (Hukuk devleti var gibi, ama yok ),
- Anayasanın ikinci maddesindeki ‘Hukuk’ ve ‘Demokrasi’ ilkeleri hükümsüz hale getirildiği için anayasanın değişmez dediği maddeler değişir olacağı için ( Anayasanın değişmez dediği 2. maddesi var gibi ama yok ),
-Cumhurbaşkanı’nın; 15yıldır tekrarlamaktan bıkmadığı Türk milleti gerçeğini inkara devam ettiği, asırlardır soyu, sopu, mezhebi, etnisitesi ne olursa olsun her kesimin Türk milletinin bireyi, Türk devletinin eşit ve şerefli birer vatandaşı olduğu hakikati görmezden gelindiği için ( Türk milleti var gibi, ama yok ),
- Parti genel başkanı olan ve ideolojisine göre Türk milletini etnik bir grup sayan, Türk milletinin devlet anlayışı ile bağdaşmayan tek adamın hukuken ve siyaseten tarafı belli olduğu için (Tarafsız başkan var gibi, ama yok )
- Devletin bütün yetkilerini şahsında toplayan tek adam, partisinin genel başkanı olunca fiilen güç açısından devleti aşan bir otorite konumuna geldiği için (Parti devleti yok gibi, ama var )
- Türk ordusunun emir komuta birliğinin bozulduğu, Genel Kurmay Başkanı’nın danışma düzeyine indirildiği ,ordunun Milli Savunma Bakanlığına bağlanması ile siyasallaşmasının önünün açıldığı, Askeri Liselerin kapatıldığı, askere duyulan güven ve itibarın sarsıldığı için ( Türk ordusu güçlendiriliyor gibi, ama doğru değil ),
- İşsizliğin ve enflasyonun tavan yaptığı, 2002’de toplam borcumuz 220 milyar dolar iken 650 milyar dolara çıktığı, 2017’de ödenmesi gereken borcumuzun 200 milyar dolar olduğu için (Ekonomi güçleniyor gibi görünüyor, ama doğru değil ), daha binlerce madde sıralamak mümkündür.Bizler var gibi görünüp de aslında olmayan, üzeri kamufle edilmeye çalışılan bu maddelerin Türk milletine hayır getirmeyeceği inancındayız.18 madde ile ilgili yapmış olduğumuz analizlerin ışığı altında Ülkücüsüz bir MHP hayal edenlerle MHPsiz bir Türkiye hayal edenler aynı odaklardır.
Bugün preslenmek istenen Ülkücü Hareket’in varlığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğidir. Yığınlar maruz kalır, bireyler seçer!
Ülkücü Hareket tesadüfen yan yana gelmiş yığınların değil her biri birer Türk bayrağı olan ŞAHSİYETLİ FERTLERİN hareketidir. Ülkücü Hareket’in söyleyecek sözü, kendine ait fikri kumaşı, kendine ait inanç dokusu, kendine ait ülküsü, uğruna bedel ödediği mukaddesatı vardır. Sonuç olarak ülkeye birkişi hükümran olamaz. Uğruna Kurtuluş Savaşı’nın yapıldığı Türk milli egemenliği bir kişiye teslim edilemez. Türk milliyetçilerinin derdi kişiler değil canından aziz bildiği, sevdalısı olduğu “Türkiye”nin gelecek yarınlarıdır. Kurtuluşumuz referandumu beklemeden bu bataklıktan çıkmak için herkesin kendi seferberliğini ilan etmesidir. Gerisi gelecektir.
Biz Ülkücüler kadim bir devlet geleneği olan ve bin yıllardır müstakil yaşamış, kimseye boyun eğmeden üç kıtada nal izleri bırakmış, bin yıldır bu topraklarda yaşayan, Anadolu’yu Türkleştirip İslamlaştıran asil Türk milletinin sevdalılarıyız.
Bizim HAYIR’ımız bu kutlu devletin en can alıcı hücrelerine sinsice yuvalanan, devletimizi içten içe kemiren FetöcülerinHAYIR’ından çok farklıdır. Bu hain örgüt bu saatten sonra hükümet ne derse zaten hayır diyecektir. Onların HAYIR’ında hayır değil yine şer vardır. Ancak Türk milliyetçilerinin HAYIR’ında hayır vardır. Türk milliyetçilerinin HAYIR’ını kişilerin, şahısların üstünde düşünmek gerekir.Türk milliyetçilerinin HAYIR’ında Türk milletinin geleceği ile ilgili duyulan endişe ve gelecekle ilgili yapılmış analizlere dayanan bir öngörü bulunmaktadır.
Türk milliyetçileri, Kandil’in uzantısı olan siyasal bölücülerin ne düşündüklerini hiçbir dönemde önemsemediği gibi bu süreçte de önemsememektedir. O yüzden onların referandumda aldıkları ya da alacakları tavır Türk milliyetçileri açısından yok hükmündedir.
HAYIR diyen Türk milliyetçilerinin iradesiyleFetö, Pkk gibi kökleri bu topraklara ait olmayan yapıların iradesizliğini bir kefeye koymak tam manasıyla bir gaflettir.Buldan MHP İlçe TeşkilatımızınHAYIR’ı parlamenter sistemin devamlılığını istemekten başka bir şey değildir.
Benim Genel Başkanıma:
‘Ağzından salyalar akıyor.’
‘Sapık görmek istiyorsan aynaya bak.’
‘PKK’nın kaşığıyla, Öcalan’ın mamasıyla beslenen bedbahtsın.’
‘Uçağa binmeye korkan Ankara’da kuluçkaya oturmuş bir zavallısın.’
‘Kayışı kopmuş bunların Fatiha’yı bile bilmezler bunlar.’diyenlerle bugüne kadar yaptığı analizleri ile hep haklı çıkan, 15 Temmuz sonrası Yenikapı ruhunun doğmasını sağlayan, Genel Başkanımızınyasama, yürütme ve yargının tek adama bağlandığı yetkilerin gelecek dönemlerde mevcut Cumhurbaşkanı’nın siyaset arenasından çekildikten sonra hangi zihniyette bir insanın eline geçeceğini öngörememesini endişe ile karşılamaktayız.
Bizler tercihimizi aklımızın erdiğinden bu yana MHP tarafında kullandık. Ve bu tercihimizi kullanırken de kimseye sormadık. Ha illaki bir tercihte bulunacaksak da bu tercih partimizin tüzüğünde belirtildiği üzere demokrasi ve parlamenter sistemden yana olacaktır.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
BULDAN MHP İLÇE TEŞKİLATI ADINA BULDAN MHP İLÇE BAŞKANI MEHMET TUĞRUL
0 Yorum