Kuru meyve ve mamulleri sektörü ihracatta yüz güldürüyor
Kuru meyve ve mamulleri sektörünün 2020 yılı Ocak-Haziran döneminde ihracatı 604 milyon dolarken, 2021 yılının ilk yarısında yüzde 13'lük artışla 685 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Bu ihracattan Birliğimizce yüzde 53 pay alarak 362 milyon doları ülkemize kazandırdık. Dünyada açık ara lider konumda olduğumuz, yüzde 95’ini Bölgemizden gerçekleştirdiğimiz çekirdeksiz kuru üzümü 94 ülkeye göndererek 191 milyon dolarlık ürün sattık. 2021’in ilk yarısında Türkiye geneli en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz diğer ürünlerimiz ise 141 milyon dolarla kuru kayısı ve 104 milyon dolarla kuru incir.
2019/20 sezonunda 2 bin 787 dolara ihraç edilen bütün kuru kayısı, 2020/21 döneminde 118 ülkede 3 bin 498 dolara alıcı bulurken, 2020/21 sezonunda 110 ülkeye gönderilen bütün kuru incirin ortalama ihraç fiyatı ise 4 bin 66 dolardan 4 bin 274 dolara yükseldi. En yüksek oranlı ihracat artışını ise 36 milyon dolardan 85 milyon dolara yüzde 136 yükselişle antep fıstığında yaşadık.
Ocak-Haziran döneminde ihracatımızın 41 milyon dolarını badem, 40 milyon dolarını diğer meyve kuruları, 27 milyon dolarını diğer kavrulmuş meyveler, 16 milyon dolarını cevizler, yüzde 53 artışla 14 milyon dolarını çamfıstığı, 9 milyon dolarını leblebi, 5 milyon dolarını elma kurusu, 4 milyon dolarını kayısı ve zerdali çekirdeği, 1 milyon dolarını erik kurusu oluşturdu.
Çekirdeksiz kuru üzümde 2021 yılı Ocak-Haziran döneminde en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 5 ülke 53 milyon dolarla Birleşik Krallık, 29 milyon dolarla Almanya, 18 milyon dolarla Hollanda oldu.
Kuru kayısı ihracatımızda ilk sıradaki ülkeler; 26 milyon dolarla ABD, 13 milyon dolarla Almanya, 12 milyon dolarla Fransa. En fazla artış yaşadığımız pazarlar arasında ise Hindistan, Çin ve Ürdün var.
Kuru incir ihracatımızda ise 18 milyon dolarla ABD, 15 milyon dolarla Fransa, 13 milyon dolarla Almanya lider pazarlar. İtalya, Yeni Zelanda, Kanada ihracatımızı en fazla ihracat artışı gördüğümüz ülkeler arasında yer alıyor.
Kuru üzümde 450 milyon dolar, kuru kayısıda 300 milyon dolar, kuru incirde 250 milyon dolar rakamını yakalayıp iki senedir 1,4 milyar dolarda seyreden ihracatımızın sene sonunda 1,5 milyar doları geçmesini hedefliyoruz.
Öte yandan küresel iklim rejiminin çerçevesini netleştiren Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında, birçok proje gerçekleştirmeye devam ediyoruz.
Dünyada ana akım haline gelen sürdürülebilirliğin içinin doldurulması ancak tabandan bir dönüşümle mümkün olabilir.
Kaldı ki Türkiye’nin iklim politikasında topyekün bir dönüşüme ihtiyacı var. Bu yüzden 2020 yılında kurduğumuz Sürdürülebilirlik Çalışma Grubumuz her geçen gün ajandasına yeni projeler ekliyor.
Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, döngüsel ekonomi, perakende sektöründe gıda güvenliği ve sürdürülebilirlikle ilgili kriterleri, iyi tarım uygulamalarını, tarımda sürdürülebilirlik için yapılması gerekenleri webinarlarla ele alıyoruz.
Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’inin bölgemizden gerçekleştirildiği dikkate alınırsa; organik sektörü olarak Yeşil Mutabakat ve İklim Değişikliği başlıklarında iki projeye başvurarak girişimlerimizi başlattık. Amacımız sürdürülebilirlikte ulusal inisiyatifler ortaya konulmasını sağlamak ve Ege İhracatçı Birlikleri olarak, Ege Bölgesi’nin sürdürülebilir üretim merkezi olduğunu tüm dünyaya göstermek için öncü olmamız gerektiğine inanıyoruz.
0 Yorum