KİRALAMADA SOSYAL BELEDİYECİLİK DÖNEMİ BAŞLAMALI

KİRALAMADA SOSYAL BELEDİYECİLİK DÖNEMİ BAŞLAMALI

TMMOB MİMARLAR ODASI DENİZLİ ŞUBESİ BAŞKAN ÖZLEM DURDU KABEL “konut kiralamada yaşanan sorunlar artık son bulmalı, sosyal belediyecilik dönemi başlatılmadırı” dedi.

Son yıllarda yüksek enflasyon, fiyat artışları ve konutlarda yaşanan ciddi artışlar sebebiyle, önlenemeyen kira artışlarına dur denilmesi için sosyal belediyelik anlayışının hayata geçirilmesi gerektiğini belirten TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Özlem Durubel Kabel, “Ülkemizde son yıllarda, özellikle pandeminin etkili olduğu 2020 itibariyle yaşanmakta olan yüksek enflasyon ve yüksek kur işleyişi nedeniyle, toplumsal yaşamı niteleyen gündelik ilişkiler ve piyasa kuralları ciddi ve denetimsiz sorunlar yaşamaktadır.  Bu konuda yaşanan en önemli sorunlardan birisi, konut sahibi ile kiracı arasında yaşanan gelir/denge istikrarsızlığının sürekli hale gelmesidir.” Dediği açıklamasında, daha sonra şunları söyledi;”TBMM’de kabul edilen son düzenleme kira artışlarına taban ve tavan uygulaması öngörmektedir. Mülk sahibi ve kiracı arsındaki ilişkiye müdahale eden ve kira artışlarına getirilen %25’lik artış kısıtlaması soruna uygulama düzeyinde çözüm olmaktan uzaktır. Kiralık konut sistemi; kiralık sosyal konut sisteminden yoksun, serbest piyasa koşullarında özel kiralık konut sistemi denilen, kendiliğinden oluşan bir arza dayanmaktadır. Lüks kiralık konut sistemi ile anlatmak istediğimiz, rezidans ve lüks konutlarda daire kiralama yöntemi ile dar ve orta gelir grubundaki vatandaşın daire kiralaması arasında hiçbir fark bulunmamasıdır. Bu yöntem özel kiralık konut sistemi içinde dar ve orta gelir grubunda ki vatandaşın barınma ve iskan sorununa çözüm olmamaktadır.

Konut ve barınma hakkı en temel insan haklarından biri olarak Anayasa tarafından güvence altına alınmıştır.  Türkiye Anayasası’nın 36. maddesi, “Herkes temel insani gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahiptir” diyerek bu güvenceyi yasal statüde ifade etmiştir. 

Konut, taşınabilir bir beyaz eşya, otomobil, mobilya değildir. Adı üstünde “taşınmaz mülkiyet” sınıfındadır.

Türkiye’de konut sorununu bu sarmaldan kurtarmak için, öncelikle salt mülkiyete dayalı geleneksel konut politikalarından sıyrılıp, mülkiyeti belediyede olan ve ömür boyu kirada oturma garantisi veren sosyal belediyecilik anlayışının gerekleri yerine getirilmelidir.

“Sosyal devlet” anlayışını uygulayan Almanya gibi ülkelerde eğer düşük bir gelire sahipseniz ya da hiç geliriniz yoksa, size sosyal konut kiralama hakkı bir imkan olarak verilmiştir. Bu konutlar, devlet tarafından yapıldığı için diğer konutlara göre daha uygun fiyatlara sahiptirler. Bu türdeki daireleri kiralamak için öncelikle yaşadığınız şehirden ya da bağlı olduğunuz belediyeden, sosyal konut kiralamaya uygun olduğunuzu belirten bir belge almanız yeterlidir. Bu belge gelirinizin belli bir eşiğin altında olduğunu kanıtlar ve sizin bu konutlarda barınma hakkınızı karşılar. Bu türden başka bir örnek, Viyana Belediyesidir. Viyana’da belediyenin kiraya verdiği 36.000 adet konut bulunmaktadır. Bu örnekte kiralama usulü belediye eli ile gerçekleşmektedir.

Yerel  yönetimler, yönettikleri kentlerdeki serbest piyasa koşullarına karşı, kira bedellerinin dengesini sağlayan terazinin diğer kefesi olmalıdır!”