Karaciğer Yağlanmasına Dikkat

Karaciğer Yağlanmasına Dikkat

Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sıdıka Zeynep Gök Sargın, karaciğer yağlanmasının alkolik ve alkolik olmayan (nonalkolik) karaciğer yağlanması olmak üzere ikiye ayrıldığını belirtti

Denizli Devlet Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sıdıka Zeynep Gök Sargın, toplumda en sık karşılaşılan karaciğer bozukluklarından biri olan karaciğer yağlanması hakkında bilgi vererek tedavisi için öncelikle yaşam şartlarının değiştirilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.

Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sıdıka Zeynep Gök Sargın, karaciğer yağlanmasının alkolik ve alkolik olmayan (nonalkolik) karaciğer yağlanması olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek şöye konuştu: “Nonalkolik yağlı karaciğer hastalıkları; nonalkolik yağlı karaciğer, nonalkolik steatohepatit ve sonuçta siroz ve karaciğer kanseri olarak karşımıza çıkabilir. Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı tanısı için hem sekonder nedenlerin dışlanması hem de günlük alkol tüketiminin erkekler için 30 g ve kadınlar için 20 g limitlerinin aşılmaması gerekir. Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı insülin direnci ile ilişkili olup hepatositlerde %5’den fazla yağ birikimi ile karakterizedir. İnsülin direnci, obezite, Tip 2 diyabet, dislipidemi, sedanter yaşam, düzensiz ve sağlıksız beslenme nonalkolik karaciğer yağlanmasının nedenleridir. Alkol tüketimi, Hepatit C, Wilson hastalığı, uzun süreli açlık, parenteral beslenme, bazı ilaçlar karaciğer yağlanmasının sık görülen sekonder nedenleridir” dedi.

 

Türkiye’de Dört Kişiden Birinde Karaciğer Yağlanması Mevcut

Karaciğer yağlanmasının, Batı Ülkelerinde yetişkinlerin %17-46'sını etkileyen en yaygın karaciğer bozukluğu olduğunu ve Türkiye’de de her dört kişiden birinde bu durumun görüldüğünü dile getiren Uz. Dr. Sargın;  “Bariatrik cerrahiye giden morbid obezlerde karaciğer yağlanması %90’ın üzerindedir. Türkiye'de her 4 bireyden birinde karaciğer yağlanması görülmekle birlikte bunların bir kısmında karaciğerde fonksiyonel veya yapısal bozukluklar da ortaya çıkmaktadır. Karaciğer yağlanması özellikle erken evrelerinde ise kendine özgü bir belirtiye sahip değildir. Genellikle belirti vermez ve hastaların günlük yaşamında herhangi bir sorun yaşamalarına neden olmaz. Fakat hastalık ilerledikçe ve yağlanma düzeyi arttıkça bazı hastalar karnın sağ üst kısmında basınç ve doluluk hissetmeye başlar. Obezite ve diyabet hastalarında kan lipidlerinin ve karaciğer enzimlerinin yükselmesi karaciğer yağlanmasını düşündürür. Hastanın sürekli alkol kullanma alışkanlığı yok ise bu tablo yüksek ihtimalle basit karaciğer yağlanmasıdır. Hepatit B ve C virüslerine yönelik araştırmalar da yapılmalıdır. Karaciğer yağlanmasının kesin tanısı için karaciğer ultrasonografisi, tomografisi, manyetik rezonans (MR) ve gereğinde karaciğer biyopsisi yapılabilir” şeklinde konuştu.

 

Sigara ve Alkolden Uzak Durulmalıdır

Karaciğer yağlanması tedavisinde öncelikle hayat tarzı değişiklikleri önerdiklerini vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Sıdıka Zeynep Gök Sargın, şu uyarılarda bulundu: “Öncelikle obez hastalara önerimiz; kilo kaybı ve egsersiz olup hastalar sigara ve alkol kullanımından tamamen kaçınmalıdır. Diyabet hastalarında kan şekeri regülasyonu ve hiperlipidemi hastalarında lipit düzeylerinin regülasyonu tedavi için önemlidir. Omega-3 açısından zengin besinlerin tüketimi, kahve tüketimi, Akdeniz tipi beslenme, E vitamini takviyeleri önerilir ve fruktoz içeren hazır gıdalar ve içeceklerden uzak durulması önerilir” dedi.