Kadın üreme organları kanseri hakkında bilinmeyenler

Kadın üreme organları kanseri hakkında bilinmeyenler

Dr. Demirtaş, “HPV DNA virüsü taşıyan hastaların sigara içmemeleri gerekmektedir”

Denizli Devlet Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Op. Dr. Gülşah Selvi Demirtaş kadın üreme organlarında gelişen kanserlerin jinekolojik kanserler olarak tanımlandığını, kanser tanısı alan kadın hastaların en uygun tedavi seçeneklerini multidisipliner bir yaklaşımla değerlendirerek, cerrahi tedavi yöntemlerini uyguladıklarını söyledi.

Kadınlarda rahim, rahim ağzı ve yumurtalık kanserlerinin en sık görülen kanserler arasında yer aldığını ve tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında gelen kanser hastalıkları nedeniyle kanserden korunma ve kanserde erken tanının sağlık sistemi açısından oldukça önem arz ettiğini belirten Op. Dr. Gülşah Selvi Demirtaş; “ Kanser ve tedavisi tek başına bireysel olarak önemli bir halk sağlığı problemi olmasının yanında tedavi süreci ve ülkeye getirdiği ekonomik yük açısından da önemlidir. Bu nedenle kanser tanısından çok, kanser gelişmeden önce koruyucu önlemlerin alınması ve halkın bu anlamda bilinçlendirilmesi gerekir” dedi.

“HPV DNA virüsü taşıyan hastaların sigara içmemeleri gerekmektedir”
Kadınlarda görülen rahim ağzı kanserlerinin yüzde 99 oranında HPV DNA olarak adlandırılan viral bir enfeksiyon ile ilişkili olduğunu ve HPV bulaştırma riski olan partnerlerle kurulan cinsel ilişkinin rahim ağzı kanseri riskini arttırdığından bahseden Demirtaş; “ Özelikle çok eşli kişilerde HPV’nin taşıyıcılığı artmış bulunmaktadır. HPV DNA bulaşı olan hastalarda vücut immun sistemi 2 yıl içinde bu virüsü temizlemektedir. Ancak vücut bağışıklık sisteminin iyi çalışmaması bu virüsün çoğalmasına ve kanser gelişimine neden olmaktadır. Bu anlamda HPV DNA virüsü taşıyan hastaların sigara içmemeleri gerekmektedir. Çünkü sigaranın yapılan araştırmalarda rahim ağzında bağışıklık hücrelerini baskıladığı ve virüsün çoğalmasını kolaylaştırdığı saptanmıştır. Yine kadınlarda gördüğümüz rahim kanserlerinin erken evrede saptanmasında kanama bulgusu olması büyük bir avantajdır. Menopoz sonrası kanama bizim normal kabul ettiğimiz bir durum değildir. Menopoz sonrası kanamalarda menopoz öncesinde ise özellikle 35 yaş üstü her türlü anormal kanamada hekime başvurulması önemlidir. Bir diğer kanser türü olan yumurtalık kanserleri ise oldukça sinsi ilerlemesi açısından jinekolojik kanserler arasında ileri evrelerde yakalanmaları ile sıkıntılı bir gurubu oluşturmaktadır. Özellikle yumurtalık kanseri ile ilgili aile öyküsü olan kişilerin yıllık kontrollerini düzenli yaptırması önem arz etmektedir” ifadelerini kullandı.

Denizli’nin tarama programlarına ulaşılması açısından olanakları son derece iyi bir şehir olduğunun altını çizen Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Op. Dr. Gülşah Selvi Demirtaş, kadınların sağlıklarını ihmal etmemelerini, düzenli olarak kontrole gelmelerini ve tarama programlarına katılmaları tavsiyesinde bulunarak sözlerini tamamladı.(İHA)