Gülizar Biçer Karaca'dan Çocuk Hakları Açıklaması

Gülizar Biçer Karaca'dan Çocuk Hakları Açıklaması

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü nedeniyle CHP Genel Merkezinde CHP İnsan Hakları Çalışma Grubu üyeleriyle birlikte basın…

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 20 Kasım Çocuk Hakları Günü nedeniyle CHP Genel Merkezinde CHP İnsan Hakları Çalışma Grubu üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi.

 CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP İnsan Hakları Çalışma Grubu üyeleriyle genel merkezde açıklama yaptı. Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kabul edildiği 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle gerçekleşen toplantıya ilişkin Karaca, “Bu toplantıyı salgın döneminde cezaevlerinde artan çocuk hakkı ihlallerini görünür kılmak amacıyla düzenlemiş bulunuyoruz” dedi.

‘PANDEMİ BAHANE EDİLDİ’

CHP İnsan Hakları Çalışma Grubu’nun Adalet Bakanlığı’na resmi başvuru yaparak Çocuk Ceza ve İnfaz Kurumları ile Çocuk Eğitim evleri ziyaretleri için izin talebinde bulunduğunu belirten Karaca, “Ne yazık ki pandemi yine bahane edildi, pek çok kurumda çocuklarla görüşme sağlanamadı. Bu konuda takibimiz devam edecek, kapalı kurumlardaki çocuklar için gözlemlerimiz, temas ve girişimlerimiz sürecek” dedi.

Türkiye’de 7 Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu, 4 Çocuk Eğitim Evi bulunduğunu, salgın döneminde birçok duruşmanın yapılamadığını ve infaz kurumlarına ziyaretlerin kısıtlandığını ifade eden Karaca, “Bağımsız izleme ve denetim mekanizmaları çalıştırılmadığı için ne alanda çalışan çocuk hakları örgütleri ne de bizler Covid-19 salgını gerekçesiyle ‘kapalı kurumlar’da neler yaşandığını, salgından çocukların nasıl etkilendiğini, hangi ihlallerin meydana geldiğini ne yazık ki öğrenemiyoruz. Kapalı kurumlarda çocukların yaşadığı ihlallerden haberdar olamıyor, sorunların çözümüne katkı sunamıyoruz” diye konuştu.

‘OKUR YAZAR OLMAYAN ÇOCUKLAR VAR’

Karaca, İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’na ulaşan talep, şikâyet ve başvurular ile çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumları ile eğitim evlerine yapılan ziyaretler sonucunda tespit edilen hak ihlallerini sıraladı.

Çocuklara tutuklandıkları anda yeterli bilgi verilmediğini, tutukluluk süresince eğitimden yararlanamadıklarını, su ve beslenmenin yetersiz olduğunu ve eğitim desteği alabilecekleri televizyonun kendileri tarafından alınması gerekliliğini belirten Karaca diğer hak ihlallerini şu şekilde aktardı:

-Okur yazar olmayan çocukların bulunduğu,
-Zorunlu eğitime rağmen kanunla ihtilafa düşmeden önce eğitim sistemine hiç dahil olmamış çocukların olduğu,
-Ülke çapında sınavlara katılım hakkında yeterli bilgilerinin olmadığı ve/veya katılım imkanının olmadığı,
-Bazı kurumlarda çocuk doktorunun ve psikiyatrın bulunmadığı,
-Hükümlü olmalarına rağmen eğitim evine nakil yapılmama durumu ya da disiplin yaptırımı olarak kapalıya geri gönderilme durumunun ceza olarak kullanıldığı tespit edildi.

 ‘ÇOCUKLARA AYNİ NAKDİ YARDIM SAĞLANMALI’

Çocukların, cezaevi koşulları hakkında bilgi vermekten korktuğu, bu konuda infaz koruma memurları tarafından tehdit edildikleri iddiasını gündeme getiren Karaca açıklamasına şu ifadelerle devam etti:

ÇOCUKLARIN BÜYÜK KISMI YOKSULLUK İÇİNDE: İnfaz kurumlarındaki çocukların büyük kısmı yoksulluk içindedir. Pandemi öncesinde dahi kurum içerisindeki ihtiyaçlarını karşılamak için ailelerinden harçlık alamayan çocuklar bulunmaktadır. Pandemi sürecinde işsizliğin ve yoksulluğun artmış olması kapalı kurumlardaki çocukların ailelerinden maddi destek görmelerini güçleştirmiştir. Ailelerinden harçlık alamayan çocuklar infaz kurumlarında temiz içme suyu, ek gıda ve ek hijyen malzemelerine erişemeyebilmektedir. Bu çocuklara ayni nakdi yardım sağlanmalı, hijyen malzemeleri, gıda ürünleri ve temiz içme suyu ücretsiz olarak tedarik edilmelidir.

UYGUN HİZMETLER SUNULMALI: 

Türkiye’de ceza infaz kurumlarının çocuk suçluluğunu önlemeye hizmet etmediği, kapatılma deneyimi olan çocuklarda suç işleme davranışının tekrar ettiği bilinmektedir. Kurum içinde çocukların tahliye sonrasında toplum içine dönüşlerinin kalıcı ve olumlu sonuçlarının olması ve çocuğun topluma en iyi şekilde uyum sağlayabilmesi amaçlarına uygun hizmetler sunulmalı; inceleme ve planlama süreçleri kapsamlı olarak ele alınmalıdır. Çocukların tahliye süreci, özellikle eğitim, psikolojik destek ve istihdam ayağında adım adım kurgulanmalıdır. Bu süreç hem tutuklu hem hükümlü çocuğu kapsamalıdır. Denetimli serbestlik hizmetleri, çocuğun sadece yükümlülükleri ile değil hakları ile ilgili de bir program hazırlayıp destek sunmalıdır. İstihdamda tutuklu ve/veya hükümlü çocuk kotası ile eğitim bursu imkanları yasal zemine kavuşturulmalıdır.

 ‘ULUSAL ÇOCUK POLİTİKASI OLUŞTURULMALI’

Çocuk adalet sistemimiz, taraf olunan uluslararası sözleşmelere, anayasamızda sağlanan güvencelere rağmen hala eksikler barındırmaktadır. Çocuğa özgü yargılamanın çocuk dostu yapılabilmesi perspektifi zorunluluktur. Bu bağlamda CHP olarak diyoruz ki;

-2016 yılından beri ısrarla vurguladığımız Çocuğun İnsan Haklarına Dayalı Ulusal Çocuk Politikası oluşturulmalıdır.
-Adalet Bakanlığı; stratejik planı gereği çocuk hakları ve insan hakları örgütleriyle ilişkilerini arttırmalı, hak ihlallerinin ve cezasızlığın önlenmesi konusunda politika belirlemelidir.
-Çocuk ve Gençlik İnfaz Kanunu sivil toplum örgütleri, bağımsız araştırmacılar, meslek odaları, akademisyenler ve çocukların görüşleriyle oluşturulmalı ve yürürlüğe girmelidir.
-Pandemi süreciyle sınırlanan ya da tamamen kaldırılan avukat aile görüşleri, telefon hakkı, avlu ve ortak alan kullanımı, kurslar da dahil olmak üzere eğitim hakkı gibi en temel haklara ilişkin kısıtlamalar, başta statüleri gereği çocuk mahpuslar olmak üzere gerekli tedbirler alınarak temin edilmelidir.