Esrar kullanımı, genetik yatkınlık varsa şizofreniye yol açabilir

Esrar kullanımı, genetik yatkınlık varsa şizofreniye yol açabilir

Ergenler arasında esrar kullanımının giderek artış gösterdiğini vurgulayan uzmanlar sebep olarak ise esrar kullanımının “romantikleştirilmesi” ne dikkat çekiyor. Esrar kullanımına beyin gelişiminin…

Ergenler arasında esrar kullanımının giderek artış gösterdiğini vurgulayan Doç. Dr. Onur Noyan, bunun en büyük sebebinin esrar kullanımının “romantikleştirilmesi” olduğunu belirtti.

Esrar kullanımının normal gibi algılanması etkili oluyor

 “Esrarın romantize edilmesinden kasıt, esrar kullanımının zararı olmayan, normal bir süreç gibi algılanmasıdır.” diyen Doç. Dr. Onur Noyan, “Ülkemizde kenevir üretiminin yasal hale gelmesi, esrar taşıma, bulundurma ve kullanımına ait bazı ülkelerdeki farklı yasal uygulamaların bulunması, kannabis türevlerinin ilaç olarak kullanılmaya başlanması, popüler kültürde esrar hakkında yapılan olumlu yorumlar özellikle ergenlerde ‘esrarın sağlığa zararı yokmuş’ gibi bir algı oluşmasına katkı sağlıyor.” dedi.

Popüler kültüre bakıldığında bazı bireylerin stresle başa çıkabilmek, olumsuz duygulardan kaçmak, ortama ayak uydurmak için esrar kullandıklarının görüldüğünü ifade eden Doç. Dr. Onur Noyan, “Bu durumun bu denli göz önünde bulunması ve olumsuz etkilerinin konuşulmuyor olması esrar ve türevlerinin ‘romantize’ edilmesinin yani normalleştirilmesinin altında yatan ana sebeplerdir.” diye konuştu.

Ergenlerde şizofreni hastalığına yol açabiliyor

Esrar kullanımıyla beraber beyinde birtakım değişmelerin olduğunu belirten Doç. Dr. Onur Noyan, “Kişide dikkat ve motivasyon sorunları ortaya çıkmaktadır. Esrar kullanımının en önemli etkilerinden biri de kişide şizofreni benzeri belirtilere yol açmasıdır. Beynin tam gelişimini tamamlamadığı ergenlik döneminde esrar kullanımı, bireyin genetik yatkınlığı varsa şizofreni benzeri hastalığına neden olmaktadır. Özellikle bazı genetik yatkınlıklar, ailevi psikiyatrik hastalık öyküsü ve çocukluk çağı travmatik yaşantılar varsa bu risk artmaktadır. Bunun yanı sıra depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik hastalıkların ortaya çıkma ihtimali de artmaktadır.  ” uyarısında bulundu.

Esrar diğer maddelere geçiş aracıdır

Esrarın diğer bağımlılık yapan maddelere  geçiş maddesi olarak bilindiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Onur Noyan, “Esrar ile tanıştıktan sonra hem bozulan beyin kimyası, hem içinde bulunulan ortamların farklılaşması, yenilik ve haz arayışında olan ergenlerin diğer maddeleri kullanmasını kolaylaştırmakta ve bağımlılık gelişimini hızlandırmaktadır.” diye konuştu.

Aileler iki yıl sonra fark ediyor

Esrar kullanımının aileler tarafında çok uzun bir sürede fark edildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Onur Noyan, “Esrar kullanımı, aileler tarafından genellikle iki sene sonra anlaşılmaktadır. Esrar kullanımının etkileri iki yıl sonra çok daha kolay görünür olmaya başlamaktadır. Gözlerin kızarması, agresif olma, evden para alma-çalma, gece geç saatte eve gelme gibi davranışlar gözlemlenmektedir. Esrarı kullanan ergenin ilk önce arkadaş çevresi değişir. Daha sonra ders başarılarında değişiklik yaşanmaya, uygunsuz saatlerde uyuma/uyanma, yemek yeme alışkanlıklarında değişim yaşanmaya başlar.”dedi.

Genetik yatkınlık varsa bağımlılık hızlı gelişiyor. Bir kereden çok şey olur!

Esrar kullanımından sonra bağımlılığın oluşum süreci hakkında net bir bilgi vermenin mümkün olmadığını kaydeden Doç. Dr. Onur Noyan, “Bu durum esrar kullanım sıklığına göre değişebilmektedir. Ergen esrarı sık ve belirli aralıklarda kullanırsa bağımlılık kısa bir dönemde gerçekleşir. Daha uzun aralıklarla ve düşük miktarda kullanılırsa bağımlılık gelişim süreci yavaşlar. Fakat bu durum her bireyde farklılık göstermektedir. Tek kullanımla bağımlılığa giden yolun önü açılmış olur, kişide genetik yatkınlık var ise bağımlılık çok daha çabuk gelişmektedir.” uyarısında bulundu.

Tedavi sürecinde ilk olarak hastayla görüşüldüğünü kaydeden Doç. Dr. Onur Noyan, “Hastanın maddeye başlama süreci ve kullanım özellikleri değerlendirilir. Öncelikle hastanın süreci kabullenmesi, değişim için adım atması hedeflenmektedir.   Tedavi sürecinde hastanın kullanılan maddeyi hayatından çıkarması için bireye özgü tedavi içeriği oluşturulur. İlaç tedavisi altta yatan psikiyatrik özelliklere göre belirlenmekte olup, psikoterapi yöntemleriyle tekrar madde kullanmamak için neler yapılması gerektiği, istekle nasıl baş edileceği, yeni yaşam düzenine alışmak için atılması gereken adımlar üzerine yapılandırılmış bir program belirlenir. Ayaktan tedaviden olumlu sonuç alınmaması durumunda hastanede yatarak tedavi seçeneği değerlendirilir.” dedi.