ENFLASYON MUHASEBESİNE İHTİYACIMIZ VAR

ENFLASYON MUHASEBESİNE İHTİYACIMIZ VAR

Keçeci: “Bilançolara yansıyan rakamların kar veya zararın ne kadarı enflasyondan kaynaklı ne kadar fiktif, ne kadar reel artık bunları bilemiyoruz." dedi

2004 yılında toplumsal uzlaşıyla devreye giren enflasyon düzeltmesi kısmi süreli de olsa iş dünyasını olumsuz etkiledi diyen Keçeci, “Enflasyondaki yüksek oranlı artışlar insanları etkilediği kadar işletmelerimizin de dengelerini bozdu. Bilançolara yansıyan rakamların kar veya zararın ne kadarı enflasyondan kaynaklı ne kadar fiktif, ne kadar reel artık bunları bilemiyoruz. Bu yüksek enflasyonda kimse karşılaştığı tablolardan memnun değil. Mesela 5 yıl öncesinde sermayemize koymuş olduğumuz bir miktar paranın bugün gerçekten hiçbir hükmü kalmamış oluyor. Özellikle enflasyonun, bilançolar üzerindeki fiktif kârları bizi rahatsız ediyor. Bu durum bilançoları okuyamamızın dışında bir takım gerçek dışı kazançların da sebebi oluyor. Hatta haksız vergilerin ödenmesine sebebiyet veriyor. Adeta kazanmadığımız paraların bile vergisini verirken, kaybettiğimizi görüyoruz. Dolayısıyla enflasyon muhasebesine baktığımızda, ülkemizde bu sorunun çok büyüdüğünü gösteriyor. İşletmelerimizin bilanço tablolarındaki rakamları analiz edemez hale geldik. Mutlak surette bu durumun çözümü bulunmalı. Nasıl ki 2004-2005 yılında bunun çözümü bulundu yine yapılabilir. Çünkü bunun kriterleri var bu konularda değerlendirme yapan üstat kişiler, gerçekten bir problemin içerisinde olduğumuzu bize aktarıyorlar. Bu nedenle yetkili makamların, bu konuya bir an önce el atmalarını istiyorum. Bunun çözümü bizlerde değil.” dedi.

Faiz Oranları Maliyet Faktörlerimizi Ciddi Anlamda Etkiliyor

İş dünyası olarak öncelikle finansmana erişmek istediklerini belirten Keçeci, “İşletmelerimizde finansmana erişim konusunda problemimizin olmamasını istiyoruz. Eriştiğimiz finansmanın da işletmelerimizi, sürdürülebilir nitelikte olması gerektiğini düşünüyoruz. Bizler önemli oranda ihracat yapan şirketleriz. Dolayısıyla bizim rakibimiz, bizimle birlikte aynı kulvarda koşan, aynı parametrelerde oynayan yurt dışındaki rakiplerimiz oluyor. Maliyet faktörlerimize baktığımızda faizin ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Bu nedenle faiz oranlarının çok yüksek rakamlarda olmaması iş dünyası olarak bizlerin en öncelikli beklentilerimiz arasında. Geçtiğimiz 10 gün içerisinde konuştuğumuzda faiz oranlarının yaklaşık %40'lara, döviz bazında ise bunun çift haneli rakamlarla olduğunu konuşuyorduk. Ama bugün Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bu konudaki açıklamalarıyla; faiz oranlarının %30'un altında olarak kredi alabileceğimizi ve özellikle destek olarak yatırım kredileri, kobi kredileri, ihracat, tarım ve esnaf kredilerini kolaylıkla alabileceğimizi ifade etti. Ve bu kredileri uygun faiz oranları ile alabileceğimizi belirtti. Henüz fiilen tecrübe etmedik. Benim tedirgin olduğum konu ise; bu noktada sadece kamu bankaları buna itibar eder, ancak özel bankalardan bu şartlarda kredileri alamazsak yine bizim için çok verimli olmaz. Sonuç olarak bu konuda özel bankaları, bizlere kredi vermesi konusunda zorlayamayız ve bir yaptırım uygulayamayız. Birtakım tedbirler alınıyor ve dolayısıyla biz daha uygun oranlarda kredi alabileceğimizi düşünüyoruz. Ama o kredileri alamazsak bunların bir müeyyidesi yok. Umarım bankalar bu şartlarda bizleri finansmana eriştirirler ve uygun faiz oranları ile kredi kullanmış oluruz.” diye konuştu.

Her Şey Birbirine Bir Zincir Gibi Bağlı

Başkan Keçeci, “Hammadde konusunda ise gerek yurt içinden, gerekse yurt dışından hammadde tedariki ediyoruz.  Ham maddenin de kaynağında enerji maliyetleri var. Örneğin Denizli tekstilin merkezi, özellikle pamukta kuraklık nedeniyle fiyat artışının söz konusu olduğu konuşuluyor. Pamuk fiyatlarında, bir yükseliş var. İplik sektöründe faaliyet gösterenler, iplik talebinde bulunulmadığını bunun da özellikle son zamanlarda Avrupa'daki resesyonla, tekstilde taleplerin düşmesi ile işletmelerin sipariş alamadıklarını ve işlerinin yavaşlamış olduğunu aktarıyorlar. Dolayısıyla her şey birbirine bir zincir gibi bağlı. Bu nedenle iplik fabrikalarında bile üretimlerin yavaşlaması başladı. Metal fiyatlarında ise bir stabilite devam ediyor. Eskiden düşen rakamlar belli bir seviyeye yükseldi, o seviyede devam ediyor. Enerji maliyetlerinin yükselmesine bağlı olarak önümüzdeki günlerde metal sektörü hammaddesinde de bir fiyat yükselişi olacağını düşünüyorum.”dedi.