EİB gıda güvenliğini en üst seviyede tutuyor
Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri, akademinin iş birliğiyle Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakat perspektifinde birçok projeye yatırım…
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde düzenlenen 1’inci Türkiye Çiftçi Zirvesi’nde Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem moderatörlüğünde gerçekleşen 'Sürdürülebilir Tarım' panelinde konuştu.
İhracatı daha az karbon ayak izi bırakarak yapmayı, üretimin her aşamasında yer almayı kurum içi strateji geliştirme çalışmalarına dahil ettiklerini söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep şöyle devam etti: “Ege Bölgesi’nin sürdürülebilir bir üretim merkezi olduğunu tüm dünyaya göstermek için öncülük yapmaya gayret ediyoruz. Dünyada değişimi kucaklayanlar ile ona direnenler arasında yaşanan kutuplaşma çağımızın en yaygın çelişkisi. Toplumlarımızın ve ekonomilerimizin temelini aşındırmakta olan iklim değişikliği, su krizi, eşitsizlik gibi ortak zorluklar karşımızda duruyor. Geldiğimiz bu son noktada “kalkınma”nın ya da kalkınma modeli alternatiflerinin eskisinden çok daha radikal bir biçimde sorgulanması gerekiyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında gerçekleşecek karbondan arınma süreci bizim öncelik alanımız.”
Döngüsel katma değer akımında “Sürdürülebilir tarım” Türkiye’yi zirveye taşıyacak
Celep, geçtiğimiz günlerde ilk bağlayıcı iklim yasasının Avrupa Parlamentosu’nda onaylandığını, yakında da sınırda karbon denetimi mekanizmasıyla ilgili nihai düzenlemelerin açıklanacağını hatırlattı.
“Avrupa Birliği ile 143 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var ve birçok sektörde önemli bir tedarikçi ülke konumundayız. Düzenlemenin olası etkilerine bakıldığında yapılan hesaplamalar; ülkemiz için karbon maliyetinin 1,8 milyar dolar seviyelerine kadar çıkabileceğini gösteriyor. Girdi sanayilerinden tarlaya, tarladan işleyici-paketlemecilere, lojistiğe ve tüketiciyi de içine alan zincirde, atıkların minimize edilmesinin ve geri kazanımının maksimize edildiği noktaya kadar giden bir süreçten söz ediyoruz. Avrupa’nın en büyük tarım ekonomisine sahip, 50’den fazla üründe dünyanın en büyük ilk 10 üreticisinden biri olan ülkemiz için; “sürdürülebilir tarım”, döngüsel katma değer akımında ön saflarda yer almamızı sağlayacaktır.”
Tarım ürünleri ihracatında hedef 5,5 milyar dolar
Birol Celep, Ege İhracatçı Birlikleri’nin su ürünleri, zeytin ve zeytinyağı, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, yaprak tütün, tütün mamulleri, sofralık üzüm, kestane, meyve sebze mamulleri, baharatlar, odundışı orman ürünleri ihracatında Türkiye’de öncü konumda olduğunu söyleyerek, “2021’in ilk 5 ayında tarım sektörlerimiz 2 milyar 21 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. EİB'in kayda aldığı her 100 dolarlık ihracatın 33 doları tarım ürünlerinden geldi. Biz sürdürülebilirlik çalışmalarımıza ağırlık vererek 2021 yılında tarım ürünleri ihracatımızı 5,5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi.
Tarımda iklim stratejisi: Su ayak izi kontrol edilmeli
Bu hedefe doğru giderken özellikle tarım sektörü için su ayak izi, kontrol edilmesi gereken en önemli konuların başında geldiğine dikkat çeken Celep, dünyada temiz su kaynaklarının yüzde 77’sinin tarımsal üretimde kullanıldığını ve ana hatlarıyla ağırlık verilmesi gereken noktaları şöyle özetliyor; “Modern sulama teknikleriyle suyu verimli kullanmak, Havza bazlı üretim modeliyle doğru ekim planlaması, İyi bir atık yönetimiyle suyu kirletmemek, geri dönüşümü ve karbon sirkülasyonunu sağlamak, Kontrollü pestisit ve gübre kullanımı, Tahribatın önlenmesi, su ve üretimin kontrollü yapılması için arazi toplulaştırmanın yayılması, Rezervlerin korunması için su hasadının yapılması, Akademiyle iş birliği ve çiftçinin farkındalığının artırılması, Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, Yüksek teknolojili çözümlerin entegre edilmesidir.”
0 Yorum