(İHA) - Tiyatro ve sinema oyunculuğunun yanında, kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan Denizli kebabı ustalığını öğrenmek için kilometrelerce uzaklıktan Denizli'ye gelen Deniz Han Caner, 41 yıllık kebap ustası Dursun Göçenoğlu’nun yanında çırak olarak kollarını sıvadı.

Geleneksel servis sunumunu, lezzetiyle ise dünya çapında birçok seveni olan Denizli kebabını öğrenmek isteyen tiyatro ve sinema oyuncusu Deniz Han Caner (45), Denizli’de 41 yıldır hizmet veren Kebapçı Dursun işletmesine adım attı. Denizli’de yaşamını sürdürdükten sonra ailesi ile İstanbul’a taşınan oyuncu Deniz Han Caner, damakları şenlendiren coğrafi işaretli Denizli kebabını öğrenmek için yıllar sonra memleketine döndü. Uzun süredir hasret kaldığı Denizli kebabına, kültürel zenginlik için daha çok kişiye öğretilmesi ve tanıtılması için kendine hedef belirleyen Caner, çıraklık eğitiminin ardından kendi işletmesini açmayı planlıyor.

Denizli kebabı ustalığı onayı bekleniyor
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerle ilgili komisyonlar oluşturmuştu. Komisyonda Denizli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB), Halk Eğitim Müdürlerinin katkılarıyla 20 kategoride kaybolmaya yüz tutmuş meslek grubunda Denizli kebabı ustalığı da yer alacak.
Denizli kebabı için uzun yılardır mücadele veren kebap ustası Dursun Göçenoğlu, bu ustalığın onaylanması kebapçılar için bir dönüm noktası olacağını da belirti. Onay sayesinde daha çok çırak yetiştirme imkanı yakalayacaklarını anlatan Göçenoğlu, Bakanlığın onayından sonra meşhur Denizli kebabını tüm dünyaya daha hızlı tanıtacaklarını ifade etti. Göçenoğlu, Denizli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) ve Halk Eğitim Müdürlerinin üzerine düşen görevi yerine getirmelerinden memnuniyet duyduğunu belirterek, kendilerine desteklerinden dolayı teşekkür etti.
Birçok noktada hızlı bir şekilde şubeleşmeyi hedefleyen ve Denizli kebabını dünyaya adını duyurmaya devam edeceklerini söyleyen usta Dursun Göçenoğlu, “Bu tarihi mesleğimize çırak yetiştiremediğimiz için neredeyse bitme noktasına geldi. Ama Milli Eğitim Bakanlığımızın bir çalışması oldu. Halk eğitim merkezlerinde 10 ve üstü kişi ile kurs açılabiliyor. Çok yeterli sayıda personel bulamıyorduk. Şimdi daha çok kurs imkanları ile bu işi gerçekten öğrenmek isteyen gençlerimizin önü açılmış oldu” şeklinde konuştu.

“Merak duyan herkesi bizlerle birlikte hareket etmesine davet ediyoruz”
Kebap ustalığının sonlanmaması için çalışmalar gerçekleştiren usta Göçenoğlu, “Bu işe her yaştan gönül veren insanlarımız var. Şimdiki çırağımız İstanbul'dan geldi. Ülkemizin birçok yerinden çıraklık için geldiklerinde biz mutlu oluyoruz. Kendimiz coğrafi işaretli kebabımızın daha çok yayılması ve birçok kişi tarafından öğrenilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Bu mesleğimizi bir kişiye daha öğretmek ve bir şube daha açmak bize gurur ile mutluluk verir. En azından mesleklerimiz unutulmaz. Bu tür çırak arkadaşlarımızın inşallah devamı gelir. Bu güzel lezzetlerden bütün dünya tatsın istiyoruz. Güzel bir adım atmış olduk. Mesleğimizin sonlanmaması bizi mutlu ediyor. Bu işin püf noktası işi sevmekten geçiyor. Bizler bu işe merak duyan herkesi bizlerle birlikte hareket etmesine davet ediyoruz” dedi.

“Bu işi detaylı ve en başından itibaren öğreniyorum”
Oyunculuk sektöründen gastronomiye geçtiğini ve tescilli Denizli kebabını çok sevdiği için öğrenmek istediğini anlatan Deniz Han Caner, “Denizlili bir vatandaşım ama İstanbul'da uzun süredir yaşıyorum. Tiyatro ve sinema oyuncusuyum. İstanbul'dan Denizli'ye kentimizin tescilli ürünü olan Denizli kebabını öğrenmeye geldim. Tabii Denizli kebabı denilince akla ilk Kebapçı Dursun geliyor. Ben de Denizli'de usta Dursun Göçenoğlu'nun işletmesine kebabımızı öğrenmek ve eğitimini tam almak için ilk adımı attım. Aldığım eğitimlerin sonunda kebabımızı dünyaya tanıtmasına daha çok katkı sağlayacağım. Oyunculuk alanında çalışmalarıma devam ediyorum ama gastronomiye de ilgi duyuyorum. Artık bayrağı alan çıraklardan biri oldum. Maalesef çırak sıkıntıları var. Kebaba ilgi duyan herkesin mutlaka bu alana yönelmesini öneriyorum. Geleneksel ve yöresel yemeklerimizi tanıtalım. Ben çıraklıktan başlıyorum. Bu işi detaylı ve en başından itibaren öğreniyorum” dedi.