Büyük Menderes İçin 3 İlde Toplantılar Yapıldı

Büyük Menderes İçin 3 İlde Toplantılar Yapıldı

Son yılların en büyük kirlilik ve kuraklığını yaşayan Ege Bölgesi’nin incisi Büyük Menderes için çeşitli dernek ve kuruluşlardan oluşan Büyük Menderes İnsiyatifi platformu bugün Uşak, Denizli…

Ege bölgesinin en büyük nehri ve medeniyet ırmağı Büyük Menderes için üç ilimizde basın açıklaması yapılarak, menderesin konumuna dikkat çekildi. Afyon, Aydın, Denizli, Muğla, Uşak Büyük Menderes Havza Bileşenleri adı altında çeşitli dernek ve kuruluşların bir araya gelerek aynı anda üç ayrı ilimizde yaptıkları ortak açıklamada Büyük Menderes nehrinin durumuna dikkat çekildi.

BAŞKA MENDERES YOK..!

Uşak, Aydın ve Denizli illerinde çok sayıda insanın katıldığı basın açıklamasında, büyük kirlilik yaşayan Büyük Menderes Nehri’nin son iklim değişikliği ile birlikte ortaya çıkan kuraklık yüzünden kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Afyon, Aydın, Denizli, Muğla, Uşak Büyük Menderes Havza Bileşenleri Platformu, yaptıkları ortak açıklamada şunları dile getirdiler; “Batı Anadolu’nun en uzun nehri 584 kilometrelik yolculuğuna Afyon’un Dinar ilçesinden başlar, Denizli ve Aydın’dan geçerek Ege Denizi’ne dökülür. Nehir; Uşak, Isparta, İzmir, Aydın, Kütahya ve Muğla’dan katılan kollarla birlikte daha da zenginleşir. Yüksek dağlardan ovalara kıvrılan nehir havza boyunca birçok farklı yaşam alanının oluşumuna kaynaklık etmiştir. Ormanlar, makiler, sulak alanlar gibi biyolojik çeşitlilik ve sunduğu ekosistem nedeniyle tarımsal üretimde önemli bir çeşitlilik yaratmıştır.

Büyük Menderes Havzası 3,5 milyonluk nüfusu ile ülkemizin en kalabalık havzalarından biridir. Pamuk, zeytin, incir, kestane, buğday, mısır, ayçiçeği, nar, kiraz, üzüm en yaygın yetişen tarımsal ürünlerdir. Havza, ülke için endüstriyel tarımda ekonomik olarak büyük önem taşımaktadır.

Havza, üzerinde sanayileşmenin artmasıyla birlikte nehrin kaderi değişmiş, nehir hızlıca kirlenmeye, tükenmeye başlamıştır. Bugün havzada su kaynakları; miktarı ve kalitesi açısından birçok sorunla karşı karşıyadır. Orman ve Su İşleri Bakanlığının raporlarında havzadaki su kitlesinin risk altında olma oranı 2018 yılı rakamlarıyla %85 olarak açıklanmaktadır.

YILLARCA ATIKLARLA ZEHİRLENDİ, KİRLENDİ

Büyük Menderes Nehri yıllardır evsel atık sular, sanayi kuruluşlarında oluşan endüstriyel atık sular, yanlış gübre ve pestisit kullanımı, jeotermal akışkanlar, zeytin karasuyu ve maden atıkları nedeniyle kirletilmektedir.

Bu kirliliğe bağlı olarak nehir Türkiye’nin en kirli 3. nehri durumundadır. Su kalitesi, tarımsal sulamada kullanılmaması gereken ‘4. sınıf su’ haline gelmiştir. Nehir adeta ‘atık alıcı ve atık taşıyıcı ortam’ olarak işlevini sürdürmektedir.

Büyük Menderes Nehri kirlenme dışında ayrıca büyük bir sorunla da karşı karşıyadır. İklim değişikliği ve buna bağlı yaşanan kuraklık yüzünden çölleşme süreci hız kazanmıştır. Toprakların kentleşmeye, yapılaşmaya, sanayileşmeye, otoban yapılarına açılması tarım dışı alan kullanımını arttırmış, sulak alanların azalması ve kirlenmesi sonucunu doğurmuştur. Neredeyse her çay ve derenin üzerine gölet ve baraj kurulması, ormanların azalması, maden sahalarının artması, karbondioksit salınımına sebep olan jeotermal santrallerin aşırı miktarda yapımı ve hiçbir kurala uymayan çalışmaları havzada ekolojik yıkımı çok hızlandırmıştır.

Havzada kuraklığın artışında suların azalması ve sıcaklık artışı etkili olmaktadır. Büyük Menderes Nehrinin kuruması demek havzada tarımın, tarıma dayalı sanayinin ve canlı yaşamının yok olması, havzanın çölleşmesi anlamına gelmektedir. Nehirde su seviyesi ciddi olarak azalmış, neredeyse ortadan kalkmıştır. Nehir yatağından sadece arıtılmamış endüstriyel ve kentsel atık sular akmaktadır. Tarımsal faaliyet her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.

ARTIK YETER..!

Büyük Menderes Havzasında bugün yaşanan kirlilik ve kuraklık, yaşamla bağdaşmamaktadır. Sürdürülebilecek hiçbir yanı yoktur. Acilen harekete geçilerek ciddi bir duruş sergilenmelidir.

Kentsel ve endüstriyel atık su kaynakları denetlenmeli ve izlenmelidir. Arıtma sistemleri kapasite ve içerik yapısı olarak yeniden dizayn edilmeli, jeotermal santrallerin olumsuz etkilerine deşarj facialarına acilen çözüm getirilmelidir. Ortak su yönetim politikaları benimsenmeli, çiftçiler bilinçlendirilmeli, vahşi sulama yöntemleri bırakılmalıdır. Kaçak ruhsatsız kuyular acilen durdurulmalı, su kaynakları ve sulak alanlar korunmalı, su yönetiminde çok başlılığa son verilmelidir. Nehrin kurumasını önlemek amacıyla nehrin besleyici kolları üzerine göl, gölet, baraj, HES yapılmasına asla izin verilmemelidir.

Havzanın tamamında susuzluktan kaynaklanan yanlış su yönetimi sonucunda oluşmuş tarımsal zarar ve ziyanın tespit edilmesi bununla birlikte tazmin koşullarının yaratılması sağlanmalıdır.

Burada sıraladığımız tüm önlem ve önerilerimizin gerçekleşmesi doğrultusunda büyük tehlike altında olan canlı yaşamının yeniden canlandırılması amacıyla yaygın bir imza kampanyası başlatmış bulunmaktayız.

Aşağı ve Yukarı Menderes Havzasında köy köy dolaşarak, kapı kapı giderek imzaları toplayacağız. Bölgenin tamamında tüm il, ilçe, köy ve beldelerden; nehrin tek tek tüm komşularından imza talep ediyoruz. 13 Temmuz 2021 tarihinde başlatmış olduğumuz bu kampanya doğrultusunda TBMM’de bir komisyon oluşturulmasını, “Büyük Menderes Nehrinin Kurtarılması Acil Eylem Planı” adıyla yasal düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz.

Bugünden itibaren başladığımız bu kampanya ile canlı yaşamını sonuna kadar savunacağımızı, Büyük Menderes Nehrinde yaşam hakkı ihlallerine her zaman karşı duracağımızı bir kez daha bildirmek istiyoruz. Yasa ile düzenleme yapılıncaya ve önlemler tek tek uygulanıncaya kadar Büyük Menderes’te suyun, ağacın, toprağın, doğanın savunucusu olacak, talan ve kirlenmenin her daim karşısında duracağız. Büyük Menderes Havzasında kuraklık ve kirlilik kader değildir. Çaresiz olmayacağız! Doğanın tüm güzelliklerini havzada yeniden yeşertebilmek için tüm kapıları birer birer çalacağız.”