Boyamayla başladı, mandala sanatçısı oldu
Bu sanatı Denizli’de başka yapan yok. Üç çocuk annesi 35 yaşından sonra Mandala eğitimi tamamladı, eğitici oldu. Denizli’de Seher Uruç, boyama ile başladığı mandala sanatında eğitimcinin eğitimini…
Denizli’de üç çocuk annesi 38 yaşındaki Seher Uruç, 2017 yılında boyama yaparak başladığı Mandala sanatına 2019 yılından bu yana çizim yaparak devam ediyor. Mandala da eğitmenlik eğitimini de alan Uruç, üç farklı grupta, farklı seanslarda mandala kursu açarak sanatçılar yetiştirmeyi planlıyor. Her çizginin, kullanılan her rengin, yapılan boyamanın bir anlamının olduğu mandala sanatında bir eser iki gün ile bir hafta üzerinde çalışıldıktan sonra tamamlanabiliyor. Türkiye’de çok bilinmese de, Denizli’de tek mandala sanatçısı ve eğitmeni olsa da, mandala sanatının 40 bin yıllık geçmişinin olduğunu anlatan Uruç, “2017 yılından bu yana mandalayla ilgileniyorum. 2019 yılından bu yana da mandalanın çizimini yapıyorum. Mandala aslında daire çember anlamına gelen bir kelime. Kırk bin yıllık bir tarihi var ama yeni yeni biliniyor. Batıda çok ünlü olmasına rağmen Türkiye’de daha yeni yeni bilinen bir sanat. Mandalanın pisikoloji açısından birçok eğitimlerini vermiş insanlar var. Psikoloji anlamında bunu kullanan birçok insan var aslında yurt dışı olarak, ama Türkiye’de bu çok fazla bilinen bir sanat değil. Aslında çember anlamında bütünün birde toplanması anlamına gelen bir kelime” dedi.
“Eli kalem tutan herkes çizebilir”
Mandala sanatıyla ilgilenmek isteyen eli kalem tutan herkesin alacağı eğitimle mandala sanatçısı olabileceğini, mandalanın sabrı, konsantreolmayı ve tevekkülü öğrettiğini, mandalanın sağlık açısından da etkileri olduğuna dikkat çeken Uruç, “4.5 yaş üzeri çocuklardan Alzheimer hastası giriş seviyesine kadar bütün insanlar mandala çizebilir. Eli kalem tutan herkes bu çizimleri yapabilir. Mandalada, mandala çizen kişide varsa fiziksel ağrısı, kalp sızısı, zihinsel takıntısı bunların hepsini aşar. Mandala ne demek?. Mandala aslında sağ beyinle sol beyini çalıştırmak demek. Sağ beyinde nelerimiz var. İş hayatımız, kariyerimiz, ailemiz odaklandığımız her şey. Sol beyinde ise eğlence, resim, müzik, beden gibi bizi eğlendiren motive eden şeyler. Mandala bu ikisini bir araya getiren bir sanat. Ben bu eserlerimi, şuanda birçok eserim var ama ben bunları, belli bir sayıya geldikten sonra sergi açıp sergilemek istiyorum. Mandalayla ilgili önümüzdeki dönemlerde inşallah eğitim atölyeleri kuracağız. Bu sanata gönül vermek isteyen, denemek isteyen varsa terapi yerine bu sanatı kullanmak isteyen kişilere mandalayı en iyi şekilde öğretmeye çalışacağım. Denizli’de şuanda bunu yapan yok. Tek olduğumu düşünüyorum ama yine de çok emin değilim. 4.5 yaş çocuk eğitiminden başlayıp 8- 12 yaş ve 12 yaş üzeri ergenlik ve yetişkin dönemi olarak üç seans halinde mandala atölyeleri hazırlayacağım” şeklinde konuştu.
“Her çizginin her rengin bir anlamı var”
Mandalaların merkezden başlayıp dışa doğru büyüme gösterdiğini, kişinin doğumundan sonra devam eden hayatını temsil ettiğini yoga, reikiki, meditasyon gibi terapi yöntemlerinin en kuvvetlisi olduğunu vurgulayan Uruç, “Mandala da her şekil her desen her renk başka bir şeyi ifade ediyor. Bir mandalaya başladığımız zaman biz önce şifalanmayı bekliyoruz. Bu şifalanmak için ne yapıyoruz eğer bir dileğimiz varsa ona göre, desenine göre, anlamına göre şekline göre yola çıkabiliyoruz. Mesela böyle detaylı çizimlere başladığımız da, taslaktan başlayıp bunu çizmek bazen üç gün, bazen bir hafta, bazen iki günde sürebiliyor. Odaklanmamıza bağlı. Her şekli verirken, her motifi işlerken o duygumuzu içimizdeki duygumuzu kağıda döküyoruz” ifadelerini kullandı(İHA)
0 Yorum