Ata Mirası Duygusal Travmalara Dikkat!
Aile Danışmanı Duygu Özdemir, genler yoluyla nesilden nesile geçen kayıtlar hakkında bilgi verdi, blokajlardan kurtulma yöntemlerini anlattı.
Kendinizi sürekli huzursuz mu hissediyorsunuz? Yaşam enerjiniz mi düşük? Bir türlü rahata kavuşamıyor, hayatınızın bir noktada tıkandığını mı düşünüyorsunuz? Sebebi atalarınızın yaşadığı travmalar nedeniyle size miras kalan olumsuz duygu, inanç ve önyargılar olabilir. Aile Danışmanı Duygu Özdemir, genler yoluyla nesilden nesile geçen kayıtlar hakkında bilgi verdi, blokajlardan kurtulma yöntemlerini anlattı.
Anne-babamızın, atalarımızın sadece fiziksel özellikleri değil, inançları, düşünceleri ve duyguları da DNA yoluyla bize miras kalıyor.Atalarımızın geçmişte yaşadığı travmalar bilinçaltımızda değersizlik, suçluluk duygusu gibi bazı duyguları farkında olmadan sahiplenmemize neden oluyor, hayatımızda tıkanmalara sebepoluyor.
Yaşam enerjimizin düşük olması, yaşamımızda nedeni belirsiz bir sıkıntı yaşamamız veya yaşam amacımızı kaybetmiş gibi hissetmemiz atalarımızdan miras bu travmalardan kaynaklanabiliyor.
Aile Danışmanı ve Sosyal Hizmet Uzmanı Duygu Özdemir, bilinçaltımızda; atalarımızdan miras olumsuz inançların hayatımızı olumsuz etkilediğini ancak bunların değiştirilebildiğini söyledi. Bunun için Thetahealing ve JAAS gibi yöntemler kullandıklarını kaydeden Özdemir, “Bilinçaltında, insanların sağlık, zenginlik veya sevgi gibi hedeflerine ulaşmalarını engelleyen sınırlayıcı inançlar, blokajlar var. Bunlar bilinçli zihinle idrak edilip dönüştürüldüğünde kişi daha doyumlu bir hayat sürebilir” dedi.
Duygu Özdemir şu bilgileri verdi: “Yaşadıklarımız kaybolmaz, tüm duygularımız, düşüncelerimiz, inançlarımız bedenimize kaydolur. Epigenetik, nörobiyoloji gibi alanlarda hücresel bazda yapılan çalışmalar, kalıtsal olarak getirdiğimiz birçok inancı taşıyabildiğimizi gösteriyor. Bedenimiz genlerle bize taşınan bu bilgileri kaydediyor ve kullanıyor. Her şeyi düşünerek yapabildiğimizi zannetsek de aslında birçok şeyi otomatik olarak yapıyoruz. Bilinçli zihnimiz sadece yüzde 10’luk bir kısmı kapsıyor. Onun altında bilinç dışı dediğimiz kocaman bir dehliz var. O dehlizin içinde bizim hiç deneyimlemediğimiz, hayatımızda hiç gerçekleşmemiş, realitede yaşanmamış atalarımıza, kollektif bilince ait bilgi ve inançlara ilişkin kayıtlar var ve bu kayıtlar hayatımıza yön veriyor.
Örneğin birçok insan fareden korkar. Oysa çoğu hayatında fare bile görmemiş ya da fare tarafından ısırılmamıştır. O fare korkumuz geçmişte vebanın fareden bulaşması ve yayılmasından kaynaklıdır ve kolektif hafıza ile bize miras kalmıştır. Farenin korkulacak kaçınılması gereken bir hayvan olduğuna ilişkin kodlamaya sahibiz.
Atanın Yaptığını Evlat Çekmesin
Atalarımızdan bize aktarılmış travmalar reddedilmişlik, istismar, taciz, kırgınlık, kızgınlıklar olabilir. Bunları biz yaşamadığımız halde bilinçaltımızda biz yaşamışız gibi hissettirir.‘Ata yapar evlat çeker’ diye bir atasözümüz var.
Diyelim ki; Atalarınızdan biri cinayet işlemiş. Birinin canını alırsak ne hissederiz? Suçluluk duygusu, vicdan azabı, bağışlanma isteği, değersizlik duygusu, öfke, dışlanmışlık. Atanızın hissettiği bu duygu genlerinizle size geçiyor. Bir neslin çözemediği, çözümlenmek üzere bir aktarım sağlanıyor. İçgüdüsel olarak neden olduğunu bilmediğimiz değersizlik duygusu yaşıyorsunuz. Hiç suçunuz yokken ikili ilişkilerinizde suçluluk hissediyorsunuz. Kendinizi değersiz, yetersiz, dışlanmış hissettiğiniz için ikili ilişkileriniz bundan olumsuz etkileniyor. Bağımlı ilişkiler kurmanıza, fedakarlıklar yapmanıza sebep olabiliyor. Anne babanızla, kardeşinizle, eşinizle, arkadaşınızla olan ikili ilişkileriniz bozulabiliyor. Aslında siz bir hata yapmadınız. Ama genlerinizde çözülmemiş içsel bir suçluluk duygusu var. Bu sorunlu tabloyu bir nesil çözemediğinde bir sonraki nesile aktarılıyor.
Bolluk Bereket Blokajları
Fakirlik yemini, kıtlık geni diye bir şey var. Bu da bizim bolluk ve bereketimizi, çok para kazanmamızı, refaha kavuşmamızı engelliyor. Kimilerimiz aza kanaat etmeye kodlanmışız. ‘Çok verip azdırma’ diye dualar ediyoruz. Bunlar atalarımızın deneyimleri ile bize aktarılmış olan fakirlik yeminleri. Atalarımız birçok şey deneyimliyorlar. Belki zengin olduğunda öldürüldüler, malları çalındı ya da bir zenginden zulüm gördüler. Onların zenginlikle ilgi olumsuz tecrübe ve yargıları genlerimiz yoluyla bize taşındı. Bu nedenle bilinçaltımızda mütevazı, aza kanaat eden insanlardır iyidir, zenginler kötüdür gibi inançlarımız var. Sinemamızda filmlerimizde bile bunları görüyoruz.
Bizi negatifte, düşük frekansta tutan inançlar, önyargı ve blokajlar varsa, hayatımızı olumsuz yönde etkiliyorsa bunları dönüştürmek gerekiyor. Bu blokajları arındırdığımızda hayatta daha sağlıklı bir akış gözlemleyebiliyoruz. “
Atalarımızın Pozitif Mirası da var
Atalarımızdan gelen aktarımların hepsi negatif değil, pozitif aktarımlar da var. Genetik miras olarak bize kalan sorun çözme becerileri bizim hayatta kalmamızı sağlıyor. Örneğin ateşin yaktığını hepimiz yanarak öğrenmedik. Deneyimlerin bize aktarımı ile toplumsal hafıza ile öğreniyoruz. Kollektif bilinç dediğimiz yapıdan geliyor. Bu bize bir ders olarak öğretilmiyor, hepsi bizim bilinçaltımızda kayıtlı. Birbirimize saygı duymamız, birbirimizi korumamız, aile kavramı bütün bunlar aktarımsal olarak pozitif anlamda bize gelen şeyler. Bir soyla bağınızı keserseniz oradan aldığınız bütün öğretileri kesersiniz. Biz sadece, bize hizmet etmeyen, önümüze engel koyan duygu, inanç ve önyargıları dönüştürmeye çalışıyoruz.”
Olumsuz inanç kalıplarını, blokajları arındırmak için kullanılan Thetahealing ve JAAS tekniklerinin uygulayıcısı ve eğitmeni olan Duygu Özdemir, yöntemlerle ilgili de şu bilgileri verdi:
Her insan kendine özel ve biriciktir. Dolayısıyla çözüm kendi içindedir. Hiçbir teknik, yöntem tek başına mucizeler yaratmaz. Amacımız hayatımızdaki tıkanma ve sorunların farkındalığını yaratmaya çalışmak. Farkındalıkları ile hayatını dönüştürmek her birimiz için bir seçimdir.
Farkındalık yaratmak değişim ve dönüşüme yardımcı olmak için kullandığım tekniklerin ikisi Thetahelaing ve jaas.
Thetahealing
ThetaHealing tekniği, artık bize hizmet etmeyen ve ihtiyacımız olmayan blokajlarımızı anda dönüştürdüğümüz meditatif bir duaya dayalı bir yöntem. Geçmiş deneyimlerimizin bizde yarattığı olumsuz durumları, engelleri, blokajları hızlıca yapılandırır. Kendi istediğimiz hayatı kurabilmemize yardımcı olur. Kızılderili asıllı Amerikalı Vianna Stibal tarafından 1995 yılında bulunmuştur.
Konuşurken beyin dalgamız betada, meditasyon halindeyken alfada, rüya halindeyken ise thetadadır. Özel bir meditasyon ile beyin frekansımızı thetaya aldığımızda bize hizmet etmeyen ruhsal, geçmiş, genetik ve özbenlik seviyesinde edindiğimiz blokajları olumlu program ile değiştirip hayatınızda pozitif değişimlere şahit olabilirsiniz. Kas testi ile bedenimizin hafızasına bakarak cevaplarımızı alıyoruz. Seans sırasında test yapıldığında kişi blokajı bedeninde fark ediyor, seans sonunda testi tekrarladığımızda ise bu inancın değiştiğini gözlemliyoruz. Thetahealing ile bilinçaltı kodlarımızı değiştirerek negatif, bize hizmet etmeyen inançları dönüştürüyoruz. Bu teknikle kişinin kendi sorun çözme becerisini, farkındalığını sağlayarak, özfarkındalıklar ile seçimlerini yeniden yapılandırmasına yardımcı oluyoruz.
Jass (Jean Adrienne Arınma Sistemi)
Bu sistem, psikolog ve eğitmen Jean Adrienne Miller tarafından geliştirilmiş bir yaşam enerjisi arındırma yöntemi.JAAS; arzu etmediğimiz bir şekilde yaşamımızın bir alanında tıkalı kalmış olmamıza yol açan ve öz gücümüze ulaşmamızı engelleyen blokajların, İç benliğimizin veya yüksek benliğimizin rehberliğinde, 144 dosyadan oluşan bir dosya protokolü kolayca ve huzurlu bir şekilde arındırılmasına yardımcı olur.
0 Yorum