ARICILARIN ZORLU BAL YOLCULUĞU
Yılın yarısında yaylalarda kovanlarının başında bekleyen arıcılar, Türkiye'nin çam balı üretiminin neredeyse yüzde 80'inin karşılandığı Muğla'ya gidecekleri günü bekliyor
Yılın yarısında yaylalarda kovanlarının başında bekleyen arıcılar, Türkiye'nin çam balı üretiminin neredeyse yüzde 80'inin karşılandığı Muğla'ya gidecekleri günü bekliyor.
Arıcı Sabri Akkır: "Arı koyduğumuz bölgeler en yakın yerleşim yerine yaklaşık 10 kilometre mesafede oluyor. Konakladığımız yerlerde elektrik ve su yok. Tüp ile ışığımızı karşılıyor, etraftaki kaynak sularından su ihtiyacımızı gideriyoruz"
Yılın yarısını evlerinden uzakta, arı kovanlarının başında geçiren gezgin arıcılar, arılarını geliştirmek için teknolojiden uzak bir yaşam sürüyor.
Geçimini arıcılıkla sağlayanlar, Ege ve Akdeniz bölgesinde havaların ısınmasıyla kamyonlara yükledikleri arı kovanlarıyla ülkenin daha yüksek bölgelerine göç ediyor. Mayıs ayında gittikleri yerlerde arılarının koloni sayısını artıran arıcılar, yılın yarısında kovanlarının başında çadır ve barakalarda konaklıyor.
Gezgin arıcılar elektrik, su ve birçok ev aletlerinin olmadığı barakalarında teknolojiden uzak bir yaşam sürüyor.
Yılın yarısında kovanlarının sayısını artıran arıcılar, Türkiye'nin çam balı üretiminin yaklaşık yüzde 80'inin karşılandığı Muğla'ya gidecekleri günü bekliyor.
Muğla'nın Ortaca ilçesinde yarım asırdır arıcılık yapan 64 yaşındaki Sabri Akkır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğundan bu yana bu işle uğraştığını, 360 kovan arısının bulunduğunu söyledi.
Arıları üretmek için Denizli'nin Acıpayam ilçesine getirdiklerini, ağustosun sonuna doğru da çam balı için sahile ineceklerini anlatan Akkır, "Arı koyduğumuz yerler en yakın yerleşim yerine yaklaşık 10 kilometre mesafede oluyor. Konakladığımız yerlerde elektrik ve su yok. Tüp ile ışığımızı karşılıyor, etraftaki kaynak sulardan su ihtiyacımızı gideriyoruz. Bizi en çok üzen olay ise arıcıların yaşadığı trafik kazaları. Gece yolculuğunda yapılan en küçük hata can ve malla ödeniyor. Böyle bir durumda tüm arıcı ailelerinin canı yanıyor." diye konuştu.
Çocukluğundaki köy evinde elektrik, su olmadığını belirten Akkır, şimdi de benzer bir hayatı sürdürdüklerini dile getirdi.
Çam balı için Muğla'ya gittiklerinde de aynı özenle arılara baktıklarını kaydeden Akkır, "Arıya çocuğunuza, torununuza bakar gibi bakar ilgilenirsiniz. Arıya ne kadar özenle bakarsanız o kadar iyi verim alır, para kazanırsınız." ifadesini kullandı.
Denizli'nin Acıpayam ilçesi Aligöz mevkisindeki arıların başında eşiyle bekleyen 58 yaşındaki Fatma Yılmaz ise arıcılığı sevdikleri için cefasına katlandıklarını söyledi.
Barakada yaşadıklarını, çamaşırı, bulaşığı elde yıkadığını, düzgün banyonun bile bulunmadığını anlatan Yılmaz, "Yayladan çam balı için sahile ineceğiz. Karşıdan bakınca bal çok tatlı ve güzel, ama gelin bir de üreticiye sorun. Bal tatlı ama üretimi acı. Ben arının vızıltısını çok severim ama üretimi çok zor." dedi. (AA)
0 Yorum