Araştırmaların konusu Toprak Teması oldu

Araştırmaların konusu Toprak Teması oldu

TSKB Yeşil Kuğu Platformu kapsamında üç ayda bir yayımlanan “İklime Dair”in dördüncü sayısında toprak konusu; tarım, orman, arazi kullanımı/restorasyonu, biyoçeşitlilik ve iklim krizi eksenlerinde…

TSKB Ekonomik Araştırmalar’ın hazırladığı, TSKB Yeşil Kuğu Platformu bünyesinde üç ayda bir iklim gündemine ilişkin konuları ele aldığı “İklime Dair”in yeni sayısında “Toprak” teması ele alındı. Çalışma, toprağın hem tarımsal üretim, biyoçeşitlilik ve ekolojik dengede hem de iklim kriziyle mücadelede bir aktör olduğu noktasından hareket ediyor. Toprağın ve ormanların karbon tutma özelliği ile atmosferdeki emisyonların emilimini sağladığı vurgulanırken, bu özelliği güçlendirmek için yapılan araştırma faaliyetlerine ve onarıcı tarım uygulamalarına değiniliyor. Çalışmada yer alan haber ve değerlendirmeler toprağın sağlığını artırmanın, karbon tutma kapasitesine ve tarımsal ürünleri besleyiciliğine katkı sağlayıp biyoçeşitliliği koruyacağına; bu anlamda ekosistemin korunmasına destek olacağına işaret ediyor.

“Tarımsal üretimin geleceği tehlike altında”

Toprağın geleceği için kırmızı alarm uyarısına dikkat çekilen raporda, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) iş birliğinde yayımlanan “Toprak Kirliliğinin Küresel Değerlendirmesi Raporu”na vurgu yapılıyor. Buna göre, topraktaki kirliliğin ve atık miktarındaki artışın küresel tarımsal üretimin geleceğini tehlikeye attığına işaret ediliyor. Toprak kirliliğine ilişkin global raporda paylaşılan istatistiklere göre, pestisit kullanımı 2000-2017 yılları arasında yüzde 75 arttı. 2018 yılına geldiğinde ise 109 milyon ton seviyesine ulaştığı görünüyor. Bununla birlikte endüstriyel kimyasalların üretimi 21. yüzyılın başından bu yana yaklaşık 2 katına çıkarak 2,3 milyar tona yükseldiğine işaret ediliyor. Diğer yandan, endüstriyel kimyasalların 2030 yılına kadar yüzde 85 oranında artması beklentiler arasında vurgulanıyor.

“Her yıl fazladan 1,4 trilyon dolarlık tarımsal üretim artışı sağlanabilir”

Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in açıklamalarına yer veren çalışmada, arazi tahribatının biyoçeşitliliğe zarar verdiği ve COVID-19 gibi bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olduğu söylemlerine yer veriliyor. Guterres’in bozulmuş arazileri restore etmenin atmosferdeki karbonu azaltacağını belirtmesi ve kırılgan toplulukların iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı olacağını vurgulaması da dikkat çeken açıklamalar arasında yer alıyor. Guterres, arazi restorasyonuyla her yıl fazladan 1,4 trilyon dolar değerinde tarımsal üretim artışı sağlanabileceğinin de altını çiziyor.

“Arazi bozulumu, dünya nüfusunun yüzde 40’ı olan 3,2 milyar insanı olumsuz etkiliyor”

Rapora göre, bozulmuş arazilerin restorasyonunun, kuraklıkla mücadelede öncelikli konular arasında yer alması gerekiyor. Bozuk arazilerin çölleşmeye ve kuraklığa yol açmasının sonucunda ortaya çıkan mücadele çalışmaları, dünyanın en fakir ülkelerinde gıda güvensizliğinin azalması ve daha fazla beslenme gibi ihtiyaçları beraberinde getiriyor. Yeryüzünde buz olmayan toprakların neredeyse yüzde 75’i insanlar tarafından yiyecek yetiştirmek, bina ve altyapı inşa etmek için değiştiriliyor. Bu değişiklikler en az 3,2 milyar insanı, yani tüm dünya nüfusunun yüzde 40’ını olumsuz etkiliyor. Ağaçlandırma projeleri, küresel olarak arazi restorasyonunun ana odak noktasını temsil ediyor. Çin'in Büyük Yeşil Duvar Projesi ve Afrika Büyük Yeşil Duvar Projesi, dünya çapında üstlenilen arazi restorasyon projelerinden ikisi olarak ön planda yer alıyor. Her iki projede de ağaçlandırma ile karbon saklamayı artırmak, çölleşme alanını ve dolayısıyla kuraklığı azaltmak hedefleniyor.

“Toprak kullanımına yönelik yeşil tahvil ihraç tutarı 39,9 milyar dolara ulaştı”

Climate Bond Initiative (CBI) verilerine göre; son yıllardaki toprak kullanıma yönelik yeşil tahvil piyasasında gerçekleştirilen çalışmaların ayrıntılarıyla ele alındığı görünüyor. 2014 ile 2016 yılları arasında toplamda sadece 3,8 milyar dolarlık toprak kullanımına yönelik yeşil tahvil ihracı yapılmıştı. Sonrasındaki 4 yılda ise toprak kullanımına yönelik yeşil tahvil ihraçlarında kayda değer artışlar yaşandı. 2020 yılındaki toplam yeşil tahvil ihraçlarında artış yavaşlasa da toprak kullanımına yönelik yeşil tahvil ihracı yüzde 58,2 artışla 14,4 milyar dolara çıktı. Toplam içindeki payı da yüzde 5 seviyesinde gerçekleşti. Böylece 2014 sonrasındaki toprak kullanımına yönelik yeşil tahvil toplam ihraç tutarı 39,9 milyar dolara ulaşırken, kümülatif ihraçlar içerisindeki payı yüzde 3,8 oldu.

“2023 yılı itibarıyla 4,3 milyon hektar toprağın detaylı etüdü yapılmış olacak”

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2019-2023 Stratejik Planı’na göre, 2023 yılı itibarıyla toplam 4,3 milyon hektar toprağın detaylı etüdünün yapılması planlanıyor. Bununla birlikte, 2023 yılı itibarıyla toplam 2,7 milyon hektar arazinin kullanım planlamasının yapılması hedefleniyor. Diğer yandan Tarım ve Orman Bakanlığı, 2019 yılında sayısı 140 olan ağaçlandırma, erozyon kontrolü, sel, çığ, heyelan vb. uygulama projelerinin 2023 yılında 250’ye ulaşmasını planlıyor