7. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nde gıdanın geleceği konuşuldu
Sürdürülebilirlik Akademisi ve TÜGİS iş birliğinde, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı destekleriyle, düzenlenen ‘Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin ilk gününde gıdanın geleceği konuşuldu.
Sürdürülebilirlik Akademisi ve TÜGİS tarafından her yıl Dünya Gıda Günü ile eş zamanlı gerçekleştirilen ‘Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’ yedinci yılında tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sonrasında gıda endüstrisinin mevcut sınırlarını ve gıda sistemlerindeki durumu mercek altına aldı. Zirvenin ilk gününde 13 oturumda gıda sanayinden yarının gıdalarına, sürdürülebilir tedarik zincirinden gıda inovasyonlarına kadar çok önemli konular ele alındı. Önde gelen gıda markaları, girişimciler, yatırımcılar, kamu ve sivil toplum dahil değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşların katılımıyla gerçekleşti.
Pakdemirli: “İklimden daha hızlı olmak zorundayız!”
Zirvenin başlangıcında iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek sektörlerin başında tarım ve gıdanın geldiğine dikkati çeken T.C. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, iklim değişikliğinin etkisiyle, 2050'ye kadar tarımsal verimde yüzde 10-25 düşüş beklendiğini söyledi. İyi tarım uygulamaları ve organik tarım faaliyetinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla çok sayıda projenin devam ettiğini dile getiren Pakdemirli, gıdaların yüzde 90'ının doğrudan ve dolaylı olarak topraktan üretildiğini belirtti. Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü; “İklimden daha hızlı olmak zorundayız. Bu yılki Dünya Gıda Günü teması, eylemlerimizin sürdürülebilir bir gelecek için kilit bir rol oynadığını vurguluyor. Gelecek nesiller için artık daha iyi bir üretim, daha iyi bir beslenme, daha iyi bir çevre, daha iyi bir yaşam mottosuyla çalışmalarımıza yön vermek zorundayız.”
Murat Sungur Bursa: “İnsanoğlu uzun süre kaynakların sonsuz, ihtiyaçların sınırsız olduğunu düşündü”
Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa, “70'li yıllardan itibaren baş döndürücü tüketim ve yeterli geri kazanımın olmaması sonucunda limit aşım günü 29 Temmuz'a kadar geldi. Çünkü insanoğlu uzun süre kaynakların sonsuz, ihtiyaçların sınırsız olduğunu düşündü. Ancak öyle olmadığını artık anlıyoruz.” dedi.
“Gıda Sanayinin Geleceğini Şekillendirmek” paneline katılan Ülker CEO’su Mete Buyurgan nüfus artışından, iklim değişikliğine, doğal kaynakların tükenmesinden, değişen gıda tarım sistemleri, tedarik zinciri gibi sektörü bekleyen riskler ve takip edilmesi gereken trendler hakkında bilgi aktardı. İklim değişikliğinin tarım ve gıda üretimi üstündeki olumsuz etkisine, doğal kaynakların korunması, sorumlu bir üretim anlayışının benimsenmesi ve her alanda israfın önlenmesine dikkat çeken Buyurgan: “2050 yılı için öngörülen 9,7 milyar nüfusun talebini karşılamak için en az %70 daha fazla gıda üretimine ihtiyaç olacak. Aynı zamanda tarım alanları, kısıtlı su kaynakları, iklim değişikliği gibi riskleri gözönüne aldığımızda inovatif çözümlere ihtiyaç olacağı da açık. Burada özellikle iklim değişikliği risklerine dayanıklı tarımsal üretim çözümleri geliştirmenin ne derece önemli olduğu ön plana çıkıyor. Ülker olarak yerli ve milli bisküvilik buğday geliştirme projemiz olan Aliağa ile tam bu konuya odaklanıyor ve yüksek kaliteli, verimli, kuraklık, hastalık ve iklim değişikliğine dayanıklı, geleceğin gıda sektörü için ülkemize rekabet üstünlüğü getirecek buğdayın gelişimine öncülük ediyoruz” dedi.
“Daha güvenli ve sürdürülebilir tedarik zinciri nasıl oluşturulur?” başlıklı oturumda Palsgaard A/S CPO’su Pia Brinkmann Madsen, “Son yıllarda tedarik zincirinde hem organizasyon ve hem tüketici olarak zorluklar yaşadık. Tüm zorluklara rağmen gerek esneklik gerek yaratıcılıkla doğru çözümlere gidip dünyanın iyiliği için doğru ve ortak amaca yöneldik. Dünya gezegeni bizim süper marketimiz! Kaynaklarımız global düzeyde. Bizlerin de sorumluluğu bu kaynakları kullanırken doğayı korumak. Bizim için sürdürülebilirlik bir zorunluluk! Tedarik seçimi çok önemli, sürdürülebilirlik çerçevesinde siz neler bekliyorsunuz bu çok önemli. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda hem üretim hem tüketimde sorumlulukların farkına varmak bizim temel çabalarımızı oluşturuyor.” diyerek bu konuya dikkat çekti.
“Sürdürülebilir Gıda ve Beslenme” başlıklı panelde Aynes CEO’su Murat Hocalar, “Sürdürülebilirlik yolculuğuna küresel ilkeler sözleşmeler imzacısı olarak devam ettik. Çevreye saygılı üretim yapmak çok önemli, süt sektörü özüne baktığımızda hem istihdam ve hem de süreklilik sağlayan bir sektör. Diğer bir konuda global planlama ille ülkemizde yem üretimi planı yapmamız gerekiyor.” dedi.
İş dünyasının desteği sürüyor
7. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin ana sponsorları Aromsa, BİM, Palsgaard, Schneider Electric, Unilever, Yıldız Holding. Zirveye Balparmak, Cargill, Ferrero Fındık, İste Gelsin, Metro, Pınar, Tat platin sponsor; Aldiva, Aroma, G2mEksper, Herbalife Nutrion, Komili, KİB, Nisad, Pro Grup, Tadım, Vitabiotics altın sponsor olarak destek verecek
0 Yorum