VALİ FUAT ATİK’İN 18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 108. YIL DÖNÜMÜ MESAJI

VALİ FUAT ATİK’İN 18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 108. YIL DÖNÜMÜ MESAJI

VALİ FUAT ATİK’İN 18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 108. YIL DÖNÜMÜ MESAJI

VALİ FUAT ATİK’İN 18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 108. YIL DÖNÜMÜ MESAJI


Şanlı tarihimizde necip milletimiz; Orta Asya’dan Anadolu’ya, Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya, Balkanlar’dan Kafkasya’ya kadar ayak bastığı her yerde, nefes aldığı her coğrafyada, vatan bildiği her toprakta nice şanlı mücadeleler vermiş; büyük kahramanlıklara imza atmış, unutulmaz destanlar yazmıştır. 18 Mart 1915 tarihi, bu unutulmaz destanlardan bir tanesinin daha tarih sayfasına altın harflerle yazıldığı bir an olup yüreği vatan ve özgürlük aşkıyla çarpan bir neslin, kendisinden sonra geleceklerin özgürlüğü ve selameti uğruna, canını feda ettiği bir dönüm noktasıdır. Bugün, kutsal vatan toprağına namahrem elini değdirmemek için Peygamberimizin kucağına koşan yüz binlerin Şehitler Günü’nü ve aziz milletimizin kaderiyle birlikte tarihin seyrini değiştiren Çanakkale Zaferi’nin 108. yılını, büyük bir gururla kutluyoruz. 

Çanakkale, metrekareye altı bin merminin düştüğü, iman kurşunuyla küfür kurşununun havada çarpışarak kenetlendiği yerdir. Çanakkale, 257 okkalık top mermisini kucaklayarak tabyasının ayakta kalan tek topuyla Ocean zırhlısını batıran Seyid Onbaşı, vatan uğruna kurban olsun diye ülkenin dört bir yanından gönderilen Kınalı Alilerdir.   Çanakkale; kendinden katbekat büyük zırhlıları zifiri karanlıkta, ustaca döşediği mayınlarla soğuk sulara gömen Nusret Mayın Gemisi, umutlarını, geleceğini vatan yolunda harcayan, okulu tek bir mezun dahi veremeyen Konya, İzmir, Kayseri Liseleridir. Çanakkale, Anafartalar’da, Arıburnu’nda, Conkbayırı’nda “Savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum.” diye haykıran Mustafa Kemal ve onun emriyle sadece bir savaşı değil, koca bir memleketi kurtarmak için süngüsüyle tarihi bir savunma yapan Bursalı Bayram’ın, Erzurumlu Hakkı’nın, Trabzonlu İdris’in, Kayserili İhsan’ın, Urfalı Hasan’ın, Denizlili Recep’in, Musullu Mehmet'in ve vatanın dört bir yanından istiklalini, kutsalını savunmak için Çanakkale’ye koşan nice isimsiz kahramanın şehadet şerbetini içtiği yerdir. Hasılı Çanakkale; birliğin ve inanmışlığın gücü, aziz milletimizin namus ve şeref savunmasının adı, asil Türk milletinin diriliş destanı ve yükseliş abidesidir.

Bugün bize düşen, 100 sene önce Çanakkale’de karşımıza çıkan güçlerin 1000 sene önce de karşımızda olduğunu hatırlayıp, buldukları her fırsatta farklı yöntem ve uygulamalarla karşımızda olmaya devam edebileceklerini bilerek hareket etmektir. Hiç şüphesiz, Çanakkale ruhunu sahip çıkarak birlik-beraberliğimizi diri tuttuğumuz sürece üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir zorluk, kazanamayacağımız hiçbir mücadele, elde edemeyeceğimiz hiçbir başarı yoktur. Tarih bunu, çok defa yazmıştır ve inanıyorum ki atasının izinden yürüyen “Asım’ın Nesli” Türk gencinin de yapacaklarını yazacaktır.


Bu duygu ve düşünceler ile inancın, fedakârlığın ve azmin sembolü olan bu muazzam zaferde, kurtuluş mücadelemizin nişanesi olarak kendini gösteren  Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Çanakkale’de ve memleketimizin dört bir yanında şanlı bayrağımızın vatan semalarında özgürce dalgalanabilmesi için gözünü kırpmadan canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmet ve dua ile, varlığımız ve beraberliğimiz için eşsiz fedakarlıkta bulunan kahraman gazilerimizi minnet ve hürmet ile anıyor, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıl dönümünü bir kez daha yürekten kutluyorum.    

Şanlı ecdadımızın vatanını canan bilip, canından vazgeçerek bizlere emanet ettiği bu topraklar, daha nice seneler özgürlüğün, vatanseverliğin, birlik-beraberliğin kalesi olmaya ve haksızlık karşısında dik durmaya devam edecektir.