VAH Kİ NE VAHHH

VAH Kİ NE VAHHH

Geçtiğimiz hafta Pamukkale Üniversitesi yönetimine seslenmiş, “Üniversitemize zarar vermeyin” demiştim. Oldukça ilgi gören yazımın akebinde pek çok Denizlili arayarak haklı olduğumu, Üniversitenin…

Geçtiğimiz hafta Pamukkale Üniversitesi yönetimine seslenmiş, “Üniversitemize zarar vermeyin” demiştim. Oldukça ilgi gören yazımın akebinde pek çok Denizlili arayarak haklı olduğumu, Üniversitenin yıpratıldığını söyleyerek destek verdiler, basında çıkan haberlerden üzüldüklerini dile getirdiler.  

İlimizin güzide değerlerinden olan ve son zamanlarda bazılarının hem yerdiği, (sonra ne olduysa, çarkı döndürerek) övgülerle değindiği üniversite yönetiminin ne yapmaya çalıştığını inanın bir türlü anlayamadım. Basın yayın organlarından takip ettiğim kadarı ile hep olumsuz haberlerle karşımıza çıkan PAÜ yönetiminin bu gidişatına artık YÖK  “dur” demelidir.

Bu bağlamda bazı sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile yazdığım yazılar üzerine birkaç kez istişare etme fırsatı buldum. “İmamoğlu güzel özetlemişsin ama bunu detaylandırırsan bizler de aydınlanırız” dediler. Aslında “aydınlatacak” herhangi bir konu yok. Çünkü basın aylardır haber üstüne haber yapıyor. İstim üzerinde duran üniversite personeli de, “bunları basına kim sızdırıyor” düşüncesi içerisindeki Rektör tarafından sürekli rencide ediliyor, yerleri sürekli değiştirilmek suretiyle aşağılanıyor.

Misal vermek gerekirse; geçtiğimiz yazımda değindiğim eşinin atanması olayından sonra ortaya çıkan yemek ihalesi konusunda da fatura personele kesildi. Rektör, Yemekhanede çalışan personeline “gıda teröristleri” dedi. El insaf yahu. Çıkıp bunları medya mensuplarının karşısında nasıl söylersin. Madem böyle bir tespitin var. Açarsın soruşturmayı, yenilersin kadroyu, çağa uygun şekilde modernize edersin mutfağını ve çözersin problemi. Bir de diyorsun ki “üç yıldır sağlıksız yemek yemişiz” Bunun 15 ayı senin dönemin sayın Bağ. “Siz 15 aydır görevdesiniz, neden önlemediniz” diyen bir gazeteciye “Benim her şeyden haberim olamaz” diyerek bu işten sıyrılamazsın.. Bu 15 ayın hesabı da, diğer 15 ayın hesabı da bu kurumu yönetenden de sorulur elbet.

Neyse..

Devletin ve milletin topyekün tasarrufa yöneldiği bir zaman diliminde, kendi imkanları ile yıllık 5 milyona üniversitede üretilip servis edilen yemeği nasıl 11 milyona dışarıya ihale edersin. Bu milletin bu devletin parası bu kadar mı değersiz. Bütün devlet erkanı başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere bütün vatandaşları tasarruf etmeye çağırırken sen kamunun parasını nasıl böyle pervasızca harcarsın.

İhale süreçlerine girmiyorum. Herkesin bildiği gibi orada da bazı sıkıntılar olduğu söyleniyor. Orası sanırım Sağlık Bakanlığı ve Sayıştay yetkilileri tarafından denetleniyordur. Malum Denizli Milletvekilimiz Melike Basmacı konuyu TBMM’ne bir soru önergesi ile taşıdı. Konu belki yakın bir zamanda yargıya intikal edecek. Bunları geçiyorum.

Ne diyorduk, personelini aşağılama takıntısı Rektör Bağ’da alışkanlık olmuş.

Ne zaman kendi tasarruflarından dolayı bir skandala imza atsa hemen personeline atıyor suçu. Kendisi sütten çıkmış ak kaşık. Sanırsınız bu kurumu Rektör Bağ değil personel yönetiyor.

Bilindiği gibi 25. yıl coşkuyla kutlanması gereken bir dönemdi, ama ne yazık ki böyle bir dönemde 2017-2018 eğitim öğretim yılı açılışı bile yapılmadı. Adeta şehri dışlayan, oda ve birlik başkanlarını küstüren, personelini aşağılayıp oradan oraya süren, şehirden hızla kopup giden, sürekli skandallarla anılan bir Pamukkale Üniversitesi var.    

Rektör Bağ’ın, şehrimizin değerlerinden olan oda ve birlik başkanları hakkında da aşağılayıcı ifadesi vardı. Yani Üniversite personelini aşağıladığı yetmedi, şehrimize önemli katkılar sunan oda ve birlik başkanlarımızı da zan altında bırakacak ifadeler sarfetti. Hem de öyle kıyıda köşede değil, Sosyal medyadan saydırdı. Malum kendisi twitter fenomeni. “Oda başkanları ile ilgili durum için ayrıca basın toplantısı yapacağımı söyledim. Orada da başka bombalar var. Hepsini açıklayacağım” diyor. Bu ifade twitterde aynen duruyor. Bu açıklamayı yapalı bir ayı geçti, henüz ne bombaysa o, patlatamadı bir türlü.  

Bu sözü sarf eden ve meziyetmiş gibi sosyal medyada paylaşan bir bilim adamı. Üstelik bir şehrin gözbebeği bir kurumun, Üniversitenin başındaki bir zat hiç böyle laf eder mi? “bombalar” varmış, ey büyük Allah’ım.

Sayın Rektör, bir aydır neyi bekliyorsun da, açıklayacağın bombaların toplantısını yapmıyorsunuz? Madem bu ilin duayen isimlerini zan altında bırakan bir twetter açıklaması yaptın, gerisini de getir. Onurlu insanları zan altında bırakma. Oda başkanları elbette hazırlıklı bekliyorlar. “Rektör şu bombaları patlatsa da, bizde bombalarımızı patlatsak” diye. Bu şehrin sosyal ekonomik yönden gelişmesine katkı sağlayan, elini her zaman taşın altına sokarak risk alan başkanların, bu denli aşağılayıcı bir twetle adeta “aba altından sopa gösterircesine” aşağılanmalarını elbette başkanlar da unutmaz, Denizli halkı unutmaz. Unutamazzzz!

Peki atamalara, görevlendirmelere ne demeli.

Darbe çağrısı yapan bir öğretim elemanını adeta ödüllendir gibi, branşıyla hiç alakası olmayan kampüs içindeki bir kuruma koordinatör olarak atamasını yapıyorsunuz. Ve iddiaya göre bu görevinden dolayı 6.500 lira para ödeniyor.  Yetmiyor fiiliyatta olmayan bir okula da müdür olarak atıyorsunuz aynı kişiyi. Ohhh…

Ben bunun mantıklı bir açıklaması olabileceğine ihtimal vermiyorum.

PAÜ’deki  Fetö yapılanması döneminde geldiği iddia edilen ve önce Rektör Bağ'ın danışman olan öğretim görevlisinin eşi konusu ile ulusal medyada gündeme geldi. Adeta adrese teslim akademik kadro ilanı. Bir yığın soru işareti ve cevapsız kalan sorular, sorular…

Ameliyat olmuş hastanede yatarken, derslere girmediği halde ek ders ücreti aldığı ileri sürülen öğretim üyesi zata ne demeli.  Adam hastanede yatıyor haftalarca ama her nasılsa ek ders aldığı iddia ediliyor.

Son günlerde sosyal medya paylaşımlarından çok samimi olduklarını anladığımız arkadaşını Çameli MYO sekreteri olarak atamasını yapıyor ve Sağlık Kültür ve Spor Daire başkanı yapıyor. Yahu onca değerli tecrübeli üniversite personeli dururken neden dışardan birini getiriyorsun. Yazık değil mi o çalışanlara. Hak var hukuk var. İnsan bu kadar mı hor görür yıllarını bu üniversiteye vermiş insanları. Ne demeliyim? “Yazıklar olsun” mu demeliyim..

Bunca yıldır bu şehirde ilk defa böyle bir rektör görüyorum ve çok üzülüyorum. Hem üniversitemize hem şehrimize yazık oluyor. Hem de çok yazık oluyor. Rektör ve ekibindekiler; Şehrimize, Üniversitemize ve hatta artık ülkemize zarar veriyorsunuz. Ya aklınızı başınıza alın ya da yapamıyorsanız bırakın gidin.