ÜNİVERSİTEMİZE ZARAR VERMEYİN

ÜNİVERSİTEMİZE ZARAR VERMEYİN

Aylar önce bir yazı kaleme almış, köşemde yayınlamış ve olumlu tepkiler de almıştım. Olumlu tepkiler üzerine aynı doğrultuda ikinci yazımı da o tarihlerde yayınladım.

Aylar önce bir yazı kaleme almış, köşemde yayınlamış ve olumlu tepkiler de almıştım. Olumlu tepkiler üzerine aynı doğrultuda ikinci yazımı da o tarihlerde yayınladım. Başlığı “Üniversiteye Dokunmayın” idi.  Hatırlasınız Pamukkale Üniversitesi rektörünün atanma süreciydi ve bu süreci etkilemeye dönük iddia temelli bazı haberler, köşe yazıları bazı gazetelerde ardı ardına yayınlanmıştı. Ben de bu tür yazılarla vekil rektöre değil şehrimizin gözbebeği Pamukkale Üniversitesine zarar verildiğini yazmış, “üniversiteye dokunmayın” demiştim. Bu yüzden bir iki gazeteci arkadaşım bana bu yazılarımdan sitem etti. Amacım onları kırmak, üzmek değil, sadece bu süreçte vekil rektörden ziyade üniversiteye zarar verildiğini anlatmaktı.

Şimdi gelelim bugüne.

Malum, Nisan 2017’de Prof. Dr. Hüseyin Bağ rektörlüğe asaleten atandı. Buraya kadar sıkıntı yok.  Amaaaaaa..

Evet aması var. İşte sıkıntı bundan sonra başladı.

Atandıktan sonra ülke gündemine oturan ilk icraatı hanımını üniversitenin İslami İlimler Enstitüsüne Sekreter olarak atamak olan Rektör Bağ, kamuoyunda etik karşılanmayan bu işleme gelen çığ gibi tepkiler üzerine, üstüne üstelik Milli Eğitim Bakanının ve YÖK Başkanının da eleştirileri sonucunda geri adım attı ve atama iptal edildi. Bütün Türkiye günlerce Üniversitemizi ve Denizlimizi konuştu.

Bu şekilde ülke gündeminde yer almak Denizlimiz ve Üniversitemiz için hiç ama hiç iyi olmadı. Üniversite ve şehrimiz zarar gördü.

Bununla bitse iyi.

Hemen ardından Rektör Bağ, “atama işleminin basına sızdırdılar” iddiası ile faturayı on kadar personele kesip onları görevlerinden alması ve bunu sosyal medyada “çok gizli” belgeyi de koyarak savunması ile yine ülke gündemine oturduk.

Bu şekilde de ülke gündemine gelmek Denizli’miz ve Üniversitemiz için hiç de iyi olmadı. Denizli’miz ve Üniversitemiz zarar gördü.

Olaylar durulur ve artık PAÜ bilimsel çalışmalarla, projelerle gündeme gelir, yaşananlar unutulur demiştik ki,

Temmuz sıcağında öğle saatinde Denizli Atatürk Stadında mezuniyet töreni yapmak gibi parlak bir fikri hayata geçirip yeni bir skandala imza atıldı. Yine ülke gündemine oturdu Denizli’miz ve Üniversitemiz. Bütün ulusal gazeteler ve tv.ler bizi topa tuttu.

Bu şekilde gündeme gelmek hiç ama hiç iyi olmadı.

Hem Denizli’miz hem Üniversitemiz zarar gördü.

“Artık bu son olur inşalah” dedim. Bağrımıza taş basıp, sustum.

Ki, Küüüt. Denizli Ticaret Odası, Denizli Sanayi Odası, Denizli İhracılatar Birliği, Denizli Odalar ve Borsalar Birliği başkanları Rektör Hüseyin Bağ’a yönelik ağır eleştirilerle dolu bir basın açıklaması yaparak PAÜ Teknokent’den istifa ettiklerini açıkladılar.

Haydiii… Hiç de hoş olmayan bir şekilde Denizli’miz ve Üniversitemiz yine ülke gündemine oturdu.

Ne yalan söyleyeyim, yaşadığım şehrin ve Üniversitemizin böyle gündeme gelmesi içimi acıttı. Boynumuzu büktük yine sesimizi çıkartmadık.

Denizli’miz ve Üniversitemiz yine zarar gördü.

Bu bu arada mezuniyet töreni skandalının faturası da personele kesildi. Sanırsınız Üniversiteyi rektör değil personel yönetiyor. Sonra yine yerel basında eşinin çalıştığı okula Üniversite bütçesinden temizlik ve kırtasiye yardımı yapıldığı iddiası ortaya çıktı.

Ardından bilim adamı Prof. Dr. Ceyhun Karpuz hocanın bilimsel bir çalışmasıyla ülke gündemine oturduk.

Hah tamam, şeytanın bacağını kırdık dedim.

Nerdeee!

Ceyhun Hocanın ödül aldığı bilimsel projesi de mahkemelik olarak ülke gündemine oturdu.

Yine ülke gündemine bir skandal ile oturduk. Bilimsel bir başarıyı bile yüzüne gözüne bulaştıran bir yönetim anlayışı ile Denizli’miz ve Üniversitemiz zarar gördü yine.

Artık bu son olsun diyordum ki, hastane yemek ihalesindeki aşırı yüksek fiyat meclis gündemine taşındı, Sağlık Bakanı bunu ihbar kabul edip soruşturma açtığını ilan etti.

Daha burada sayamadığım başkaca konular, olaylar, skandallar…

Ülke gündeminden hiç düşmüyor Pamukkale Üniversitesi ve Denizli…

Ama yönetim gayet memnun. İşin garibi Denizli’nin kanaat önderleri, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları neden bu kadar başını kuma gömer anlamış değilim.

Kısacası, Üniversiteyi yöneten veya yönettiğini sanan başta sayın Rektör ve ekibindekiler,

Şehrimize, Üniversitemize ve hatta artık ülkemize zarar veriyorsunuz. Ya aklınızı başınıza alın ya da yapamıyorsanız bırakın gidin.