Eskiden televizyonlarımızda  her meslek gurubundan insanlar tartışmalara çıkar, görüşlerini de açık açık dile getirerek , belki de ülke siyasetinin yönlendirilmesinde katkıları olurdu.  AKP iktidarı ile birlikte bu televizyonlardaki yüzler birer birer çekildiler. Bazıları itibarsızlaştırılarak, kimisi de korku imparatorluğunun mahkumu olmamak için köşesine çekildiler.

Son 10 yıldır kelli felli televizyonlarımızın kanallarında, isimlerinin başına sıfat almış, ancak bilimsel ve siyasal kişilik olarak henüz olgunlaşmamış insanlar at koşturmaya başladı. Abuk sabuk konuşmaları insanlara tat vermediği gibi, çoğunluğunun saçmalaması da açık oturumların gerçeklilik ve inandırıcılıktan uzak bir hale getirdiler.

Sunucuların istediği formatta giden, konuşmacıların neredeyse  kendi istedikleri gibi bir konuşma ve yorum yapamadıkları bu programlara bakın isterseniz, (televizyonları da teker teker zamping yaparak kontrol edin)  Bir elin parmağı kadar olan bu zat-ı muhteremlerden başka kimsecikler çıkmıyor.  Siyasi program var; aynı kişiler. Türkiye gündemi; aynı kişiler; hukuk, adalet; aynı kişiler.

Eskiden her konunun yorumcusu ayrı olur, birbirlerine nezaket gereği kırmadan, ayrıştırmadan medeni bir seviye içerisinde karşılıklı saatlerce konuşurlardı.

Bugün ise; sanki her birisi AKP’den aday olacakmışçasına, ya da bir beklentisi varmışçasına ulu orta probaganda yapar gibi, üstelik kendi fikrinden olmayanları aşağılar gibi konuşmalarına şahit oluyoruz. Üstelik aynı kişiler televizyon ekranlarının bir müdavimi olmuş, her çağrılan programa koşarak gidiyorlar. Her akşam formatı değişik ayrı ayrı programlarda bunları görmek insana itici geliyor. Ve biz artık dinleyici olarak bu insanlardan iğrenmeye, tiksinmeye başladık. Türkiye artık son yıllarda bilim, ilim adamı yetiştiremiyor imajı veriliyor.

Sonuçta;

Programlarda kalite düştü,

Program sunucuları ve yorumcuları sıradanlaştı,

Kimim ne konuştuğu belli değil. Üstelik programın formatı başka mecralara kaymaya başladığı anda konu da tamamen değişiyor. Olur olmaz konular devreye girerek, seviye düşüyor. İktidar bir konuyu dile getirmez se, kesinlikle o olay konusunda haber veşa program yapmıyorlar.

Yaklaşık iki yıldır Arakan Müslümanlarının işkencelere, öldürmelere maruz kaldığını sosyal medya kullanıcıları dile getiriyordu. Ancak bu televizyon kanalları penguen belgeseli göstermeyi sürdürüyordu. Ne zaman iktidar dile getirdi. Televizyonlar ardı ardına Arakan’a muhabir göndermeye başladı. Hem de, kanalı sürükleyen programın yapımcısını gönderiyorlar.

Duyarlılıkları bu kadar olduğundan, izlenme raytıngleri de o kadar oluyor. Ve iş işten geçmiş olduğundan hiçbir etkisi de, inandırıcılığı da kalmıyor.

İktidar üzerinden program yapan, insanlara mantıklarının almayacağı olayları empoze eden, üst üste yapılan yalanları yorumcuları ile birlikte saatlerde insanlara dikta ettiren bu sözde televizyon kanallarının iktidar değişikliği ile ne yapacaklarını merak ediyorum.

Gerçi yalan haber yaparken yüzü kızarmayanların, yarın iktidar değişikliği ile iktidara yakın yayın yapmak için  40 takla atacaklarından eminim. Bu yüzden belgesel yayın yapan yabancı kanallar haricindeki tüm kanalları sildim. Zamping yapmaktan yoruldum. Artık yerel veya ulusal hiçbir yandaş kanalı izlemiyorum. İzlettirmiyorum.

Üç maymunları oynamak, bunları seyretmekten daha iyidir; vesselam…   

dikkati çeken Başkan Osman Zolan, "Belediyelerin fiziki yatırımlar kadar şehirdeki sosyal yaşantıya da hareketlilik katması gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple gerçekleştirdiğimiz sanatsal ve kültürel etkinliklere dev bir organizasyonla daha devam ediyoruz" dedi. Konser konusunda özellikle gençlerden çok talep aldıklarını anlatan Başkan Zolan, "Özellikle gençlerimize unutamayacakları bir festival yaşatmak istiyoruz. Gençler bizim geleceğimiz. Biz her zaman onların yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.