Nüfus yaşlandıkça onlara duyulan ihtiyaç da artıyor…

Nüfus yaşlandıkça onlara duyulan ihtiyaç da artıyor…

Uzmanlar, nüfusun yaşlanacak olması nedeniyle kalp ve damar hastalıklardan kaynaklı ölümlerin 400 bin seviyesine ulaşacağına dikkat çekiyor. Bu durum, donanımlı sağlık personeline olan ihtiyacın…

Perfüzyonistler de ihtiyaç duyulacak meslek gruplarından biri. 2011 yılında meslek tanımının yapılmasına rağmen alanın az bilindiğine dikkat çeken çeken uzmanlar, bu alanda yetişenlerin yapay kalp teknolojilerinde, kalp-akciğer nakil ünitelerinde ve organ korumasının yapılacağı her türlü cerrahide görev alabileceğini belirtiyor.

2011 yılındaki kanun ile meslek tanımı yapıldı

Perfüzyonistliğin çok bilinen bir meslek olmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Zehra Akgün, “26 Nisan 2011 yılında resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6225 sayılı kanun ile perfüzyonist mesleğinin tanımının yapıldı. Kanunun çıkmasına karşın zorunlu kılınan nitelikte eğitimi almış mezun perfüzyonistlerin olmamasının bu bölümün öncelikle açılmasında etkili olduğunu söyleyebiliriz. Kanun ile perfüzyonistlerin kalp akciğer makinesini kullanarak beden dışı kan dolaşımını yöneten meslek mensupları oldukları belirtildi. Bu program mekanik kalp destek cihazlarının yönetiminde, yapay kalp teknolojilerinde, kalp-akciğer nakil ünitelerinde,  organ korumasının yapılacağı her tür cerrahide, izole organ kemoterapisinde görev alabilecek seviyede teorik ve pratik donanıma sahip insan gücünün yetişmesini sağlayacaktır.” dedi.

Yapıcı ve yaratıcı bireylerin yetişmesi amaçlanıyor

Perfüzyon lisans eğitimi ile yapıcı, yaratıcı, eleştirici düşünme yeteneğine sahip, edindiği bilgi ve becerileri klinik uygulamalarda kullanabilen, bilim ve teknoloji arasındaki ilişkiyi kurabilen bireyler yetiştirmenin amaçlandığını ifade eden Akgün, “Perfüzyon öğrenimi, öğrencilerin yapacakları çalışmalarla bilgiye kendilerinin ulaşmalarını, edindikleri bilgileri analiz edebilmeleri, bu bilgilerden yaratıcı yönlerini geliştirerek, yararlanabilmelerini ve doğru kararlar verebilmelerini sağlamalı. Bu kapsamda, perfüzyonla ilgili bilgilerin seviyesi ve yeterlilik düzeyinin son derece önemli olduğundan bahsedebiliriz.” diye konuştu.

Önümüzdeki yıllarda perfüzyonist ihtiyacı artacaktır

Dr. Öğr. Üyesi Zehra Akgün, dünyada ve Türkiye’de ölüm nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıklarının geldiğini hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: “Dünyada yılda 17 milyon, Avrupa Birliği’nde yılda 2 milyon, Türkiye’de ise 200 bin dolayında kişi kalp ve damar hastalıklarına bağlı nedenlerden kaynaklı hayatını kaybediyor. Türkiye’de genç nüfus yapısına karşın ölümlerin yüksek oranda görülmesi, önümüzdeki yıllarda nüfusun yaşlanması ile birlikte daha yüksek boyutlara ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de 65 yaş üzerindeki nüfus yaklaşık yüzde 5 kadarken önümüzdeki 10-15 yılda bunun iki katına çıkacağı, buna paralel olarak kalp ve damar hastalıklardan kaynaklı ölümlerin 2020 yılına doğru 400 bin dolayına yükseleceği öngörülüyor. Dolayısıyla bu alanda çalışan donanımlı sağlık personeline ihtiyaç artacaktır.” 

Kamuda ve özel sağlık kuruluşlarında çalışabiliyorlar

Perfüzyon Bölümü lisans mezunlarının kalp ve damar cerrahisi bulunan kamu hastanelerinde, üniversite hastanelerinde, eğitim araştırma hastanelerinde, özel sağlık kuruluşlarında ve medikal sektörde görev yapabildiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Zehra Akgün, “Yaşam boyu öğrenmeye açık, pozitif yaklaşım göstererek takım arkadaşlarıyla uyum içinde çalışacak, problem çözme yeteneğine sahip, iletişim becerisi yüksek, sorunlara akılcı çözümler üretebilecek, mesleki yayınları ve teknolojiyi takip ederek bilimsel gelişimini canlı tutacak, uzun süre kapalı ortamda ve yoğun bakımda çalışabilecek, nöbet sistemine uyum sağlayacak, gerektiğinde kısa ve uzun mesafe transport işlemleri için seyahat edebilecek, etik kurallara saygılı ve hasta haklarına duyarlılık gösterecek adaylar bu bölümü tercih edebilir.” diye konuştu.