NE VARSA ESKİLERDE VAR

NE VARSA ESKİLERDE VAR

Son 15 yıllık AKP iktidarı döneminde “yap boz” tahtasına döndürülen ve çocuklarımızın “Kobay, Deney Tahtası” gibi kullanıldığı bir eğitim sisteminde, ne yazık ki; başarısızlığın faturası eğitim…

Son 15 yıllık AKP iktidarı döneminde “yap boz” tahtasına döndürülen ve çocuklarımızın “Kobay, Deney Tahtası” gibi kullanıldığı bir eğitim sisteminde, ne yazık ki; başarısızlığın faturası eğitim camiasına ve ailelere çıkartılarak bir nevi eski sisteme dönüş yapıldı.

TEOG sistemini savunanlar bile, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “istemiyorum. Biz TEOGL’a mı geldik” demesini “emir telakki” ederek, kaldırdılar; yerine hala neyin geldiğini bilmiyorlar. Üniversite sınavlarını acubeye çevirdiler, olmadı, şimdi eskiye dönüş başladı. Bu hareketleri ile hem tek adamlılık rejimine geçildiğini belli ettiler, hem de kendi çocuklarını kolejlerde, özel üniversitelerde okuturken, Milletin çocuklarını kobay yaptılar.

Eskiden, benim okuduğum yıllarda İmam Hatip Liselerine rağbet vardı. Sonrasında İHL’ de kalite artsın diye Anadolu İmam Hatip Liselerinin açıldı. Sınavla alınmaya başlanılan o tarihlerde öğrenci patlaması yaşanmıştı. Aileler “Biz temel dini eğitimleri bile veremiyoruz. Okul versin ve çocuklarımız dinini, peygamberini bilsin ve Milletine hizmet etsin” anlayışı içerisinde İHL kapılarında tanıdık bir öğretmen veya kendilerine yardımcı olabilecek bir yüz arıyorlardı. Ama İHL’ler öğrenci patlaması yaşıyor ve öğrenci alamıyorlardı. Yırtık ayakkabılı babalar, doğru düzgün elbise giyemeyen köylü çocukları bu okullarda yıllarca okuyarak Milletin bağrından çıkan birer idareci oldular. Öğretmen oldular, doktor oldular. Yıllar yılı gizli gizli, kamera ve fotoğraf makinalarından uzak (Turgut Özal gibi) camilerde namazlarını kılarak, Türk Milleti’ne de canla başla hizmet ettiler.

Sonra Merhum Necmeddin Erbakan ve siyasi oluşumu ortaya çıktı; “İmam Hatip Okulları arka bahçemizdir” diyerek, bu okulları ilk kez siyasete soktular. Ondan sonra sağ ve sol siyasi partilerin, öğrenci kuruluşlarının odak noktasına yerleşen bu güzide okullarımız, yıllardır siyasetin kıskacında, gerçek hüviyetlerinden uzak eğitim öğretim vermeye başladı. Ama hiç birisi ne öğrencisiz kaldı, ne de verdiği kaliteli eğitimden ödün verdi. Adam yerine konulmayan bu okullar, taşradaki insanlarımızın gözbebeği, benliğini bulan gençlerin merkezi oldu. Kaliteli eğitim ile Matematik, Fen ve Edebiyat dallarında Türkiye’de dereceleri hep İmam Hatip Liseleri kazandı. Lise formasyon dersleri alarak İmamlık haricindeki branşlara giren İHL’i gençler Doktor, Avukat, Hakim, Mühendis oldular. Bilgi ve becerilerini vicdan süzgecinden geçirerek, yüreklerini ortaya koyarak vatanlarına hizmet ettiler. Güreş müsabakalarında güreşçilerini yenen çıkmadı. Sonrasında diğer sosyal etkinlik alanlarında da derece elde ettiler... 

Sonra ne oldu?

AKP iktidarı başa geldi. 6 Milli Eğitim Bakanı görev yaptı. Hepsi de, ellerinde sihirli değnek varmışçasına “Eğitim sistemini değiştiriyoruz” açıklaması yaptılar ve her bakanın uygulaması ile yeni bir sistem okullarımıza dayatılmaya başlandı. Eğitim camiası, müdür, öğretmen ve öğrenciler yer bakan değişikliğinde uygulanan formüllere ayak uydurmakta zorlandılar. Öğretmen ve öğrenciler kobay gibi, okullar deney tahtası gibi oldu. Modern eğitim öğretim uygulayan ülkelerde bu denli köklü değişikliklerin olmadığını, olduğu taktirde kalitenin düşeceğini bile kavrayamadılar. Ya da; eğitim sistemi ile hiç oynamayan Japonya, Avrupa ülkelerini araştırma zahmetinde bile bulunmadılar.

Önce dini okulların genleri ile oynadılar. Eğitimin temeli kaliteli eğitimden geçerken, eğitim kalitesizleşti; İmam Hatip okullarını çoğalttılar. Hatta “vatandaşlar istiyor” diye, normal okulları bile imam hatip yaptılar. Liyakatin yerini biat kültürü alınca, her şey siyasete endekslenince eğitim sistemi de ister istemez çöktü. Dünün çok sevilen, saygı duyulan ve öğrencilerin tercihleri arasında bulunan İmam Hatip Okulları çoğaltılınca Millet çocuklarını göndermez oldu. İmam Hatip Liselerinin yıldızı birden söndü. Bu kez öğrenci bulamıyorlar. Aileler çocuklarını göndermemeye başladı. İşte Kocaeli bölgesinde 7 milyona mal olan imam hatip lisesinde iki sınıfta 45 öğrenci var.

Demek ki “ben yaptım” oldu mantığıyla yapılan her şey, alt yapısı ve düzgün sistemi olmayınca ters tepki veriyor ve böylece değerlerimize ters düşen olaylar meydana geliyor. Bana göre; bütün okulları imam hatip yapmak yerine, diğer okulların din dersleri saatlerini çoğaltarak, din dersini zorunlu yaparak harika bir çözüm bulunabilirdi. Ama öyle yapılmadı. Güzel şeyler yapalım mantığı ile, kendi dindar ve kindar gençliğini yetiştirmeye çalışan AKP, eğitim sistemini kendi iktidarı döneminde 6 kez değiştirerek dünyada rekor bile kırdı.

Bakınız, dünyadaki eğitim ve kültür açısından ilerlemiş ülkelerin eğitim sitemlerinde bu denli oynama, yap-boz sistemi hiç yoktur. Japonya, ABD ve Almanya gibi ülkelerde çocuklara önce ahlak, demokrasi, sosyal yaşam gibi dersler verilip, geleceğe hazırlanıyor. Japonya’da Atatürk başlı başına bir ders olarak okutulurken, bizde, onun ölüsünden bile korkanlar, ders kitaplarından çıkarıyorlar. Oysa kurucu iradenin başı olan büyük önderi, ders kitaplarından kutlamalardan çıkarmak ile unutturulacak sanılıyorlarsa, yanılıyorlar. Gençlik sorgulamasında “neden Atatürk ders kitaplarından çıkartılıyor?” diyerek araştırma yaptığında gerçekleri öğreniyor. İktidar kendi illeri ile Atatürkçü gençlik yetiştiriyor.

Yazık oldu…. Mezunu olarak gurur duyduğum, çok sevdiğim İmam Hatip Lisesi yok artık….