Yıllar önce  sosyal bilgiler derslerinde tanışmıştık o meshur cümleyle , jeopolitik konum.....

Türkiye jeopolitik konumu açısından, 3 tarafı denizlerle çevrili, iki kıtayı birbirine bağlayan,iklimi açısından cok elverişli bir ülke olarak girmişti hafızalarımıza. Dağları,denizleri,ovalarıyla yaşanılası bir ülke olarak anlattı öğretmenlerimiz bize yaşam coğrafyamızı. Basit haliyle jeopolitik konumun tanımı herkesin zihninde böylece yer etmişti...

Evet dediğinizi duyar gibiyim, hepiniz hatırladınız aslında hayatınızın en önemli konusunun sizlere nasıl basitce anlatıldığını ve şimdi de ne var ki bunda ne olacak dı başka mı diyorsunuz?

Jeopolitik konumun nasıl bir durumda sizin hayatınızı yönlendirdiğine kısaca bakalım..

Aslında bu kavram,dış politikanın belirlenmesinde coğrafi konumun temel alınmasını ifade etmek için kullanılır. Jeopolitik konum hep aynımıdır? Yoksa değişkenlik gösterir mi ?

 Ülkenin sınırları, ada,kıta,toprakları,fiziksel yapısı ve coğrafi konumu gibi faktörler jeopolitiğin değişmeyen unsurlarıdır.

Sosyo kültürel değerler,yer altı ve üstü zenginlikler,ekonomik durum,siyasal rejim ,siyasal partiler,politik değerler,askeri değerler jepolitigin değişen degerleri olarak tanımlanır akademik çalışmalarda...

Cografya’ dan dolayı bazı ülkeleri kuşatmanız,zapt etmeniz ,saldırı düzenlemeniz çok zordur. Buna en büyük örnek ikinci dünya harbinde geniş toprakları ve sert iklim yapısından dolayı Almanya Rusya’yı işgal edememiştir.Etrafı okyanuslarla çevrili ABD’nin işgal edilmeside bu yüzden çok güçtür....

Oysa ki bizim sınırlarımız stratejik olarak çok tehlikeli bir bölgeye komşudur. Ortadoğuyu bataklığa ve savaş alanına çeviren küresel güçlerin en büyük hedefi Türkiye’dir.Bölgemizin jeopolitik konumu bize daha çocuk yaslardayken daha iyi anlatılmalıydı; ve insanımız bu unsurlar cercevesinde yetiştirilmeliydi. Devlet olarak ilk fırsatta bu konunun önemini vatandaşlarımıza daha iyi anlatmalıyız. Jeopolitik konum dediğimiz  sadece bir coğrafi konum değil ,devlet stratejisinin belirlendiği ana unsurdur. Okullarımızda bu konuya çok daha önem verilmeli; alışılagelmiş müfredatların içinde bu konu satır aralarında kalmamalııdr. 

‘’Ben askeri meseleri olduğu gibi siyasi meseleleri de haritadan mütalaa ederim.’’diyen Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sözü beyinlerde yer etmeli,uygulamalarda örnek alınmalıdır...

Bu konu kamu vicdanında onemli bir yere getirildikten sonra,insanımız  bölgemizde yaşanan olayları  film tadında seyretmeyi bırakıp,ülkem için daha çok ne yapabilirim diye koşmaya başlayacaktır....

Ve işte o zaman gercekten vatansever olmanın tadına hep beraber varacağız!!!!