İSLAM’DA TESETTÜR

İSLAM’DA TESETTÜR

İslam dinin de kadınlara yönelik o kadar korkunç şeyler anlatıyorlar, icat ediyorlar ki; bunların başında örtünme konusu gelmektedir.

İslam dinin de kadınlara yönelik o kadar korkunç şeyler anlatıyorlar, icat ediyorlar ki; bunların başında örtünme konusu gelmektedir. İslam dinini kaynağından (Kur’an ve Sünnet) değil de, uydurulmuş (günümüz) dininden yorumlayan tarikatlar, kendi yorumlarına ve anlayışlarına göre şekillendirdikleri örtünme meselesini öylesine önemli kılmışlar ki; Hristiyan rahibelerin giydikleri siyah başlıklı kilise giysilerini “car” diye almışlardır. Bir başka tarikat bayanların ellerine eldiven, gözlerine gözlük taktırmak suretiyle tamamen siyaha boyadıkları bayanların dış görünüşünü kendi müritlerinin belli olması için değiştirmişlerdir. Modern ve çağdaş dünya düzenine dinimizi uydurmaya çalışan bazı tarikatlarımız ise “deve hörgücüne benzeyen başörtüsü,  tesettür modasını takip eden bir giyim tarzı” ile kadınlarımız üzerindeki emellerini  tatmin etmektedir.

Yani bugün, İslamiyet’in bahsettiği ve istediği giyinme tarzını hiçbirisi uygulamamış, sadece şeyhlerin istekleri doğrultusunda tesettür ortaya çıkmıştır.

Peki nedir Örtünme? Tesettür denilen şey nedir?     

Allah, Kur’an da Mealen (Mümin kadınlara söyle, gözlerini sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, görünen kısmı hariç, ziynetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar örtsünler!) [Nur 31]buyurmaktadır.  

Peygamber’imiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)  Efendimiz bu Ayeti kerimeyi “(Mümin kadınlara söyle, gözlerini [yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, [Kolye, küpe, bilezik, kına, sürme gibi] ziynetlerini [ve ziynet taktıkları baş, kulak, kol ve ayaklarını] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31] (Celaleyn, Medarik) şeklinde açıklamıştır.  

Müslüman kadının giyiminde esas mesele, Eli ve yüzü dışında bütün vücudunu örtmesi, açık kalmamasıdır. Giyilen bir elbisenin tesettüre uygun olması için de altını göstermeyecek şekilde kalın ve avret yerlerini örtecek kadar uzun olmalıdır. Bunun için altını gösterecek şekilde ince ve şeffaf olan bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olamaz.

Kadınların yüzleri ile ellerinden başka  bütün bedenleri avrettir. Yüzleri ile elleri namazda ve namaz dışında fitne korkusu olmadıkça avret değildir. Sahih kabul edilen görüşe göre  kadınların ayakları da avret değildir. Bu meseleye esas teşkil eden hadis-i şeriflerin meali şöyledir: Hz. Âişe'nin rivayetine göre, kız kardeşi Hz. Esma bir gün Peygamberimizin huzuruna gitti. Üzerinde altını gösterecek şekilde ince bir elbise bulunuyordu. Resulullah (s.a.v.) onu görünce yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ya Esma, bir kadın buluğ çağına erince—yüzünü ve ellerini göstererek—bunlardan başka bir tarafının görünmesi sahih olmaz." (Ebû Dâvud, Libas 31) buyurmuştur. Ve yine Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r.a.} tarafından bir rivayette; Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler. (Müslim, Libas,125)

Yani, buradan anladığımız kadarı ile, kadının giydiği elbise çok ince de olsa “giyinmiş sayılmaz” hükmünü taşır. Çünkü vücud hatlarını belli eden hiçbir giysi İslami kaidelere göre giyim değildir.

 Yani, Elbisenin şeffaf olmasındaki ölçü, tenin rengini belli etmesidir. Dışarıdan bakıldığı zaman elbisenin altından insanın teni görünüyorsa, elbise ince de olsa, kalın da olsa böyle bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz.

Şimdi şöyle bir etrafınıza bakınız. Tesettür modasına uymuş kadınlar daracık kot pantolon, gömlek ile örtündüklerini sanıyorlar. Yine dünyevi tarikatlarına göre deve hörgücü gibi örtü ile bağladıkları başlarını, rujlu, kremleri yüzlerini göstererek, dinimize uymayan bir tesettür içindedirler.  İşte bu durum Dini yönden örtünme değil, tarikatlarımız ortaya çıkardığı dünyevi dinlerin göstergesidir.  O yüzden bu tür olaylardan kadınlarımızı sakındırmak lazımdır.