Denizli ve İzmir Depremleri Tetikleyici Olabilir
İzmir ve Denizli'de önceki gün yaşanan depremlere ilişkin Dokuz Eylül Üniversitesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi'ndeki deprem araştırma ve uygulama merkezlerinden uzmanlar ortak rapor hazırladı…
Ege'deki depremler
- İzmir ve Denizli'de önceki gün yaşanan depremlere ilişkin Dokuz Eylül Üniversitesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi'ndeki deprem araştırma ve uygulama merkezlerinden uzmanlar ortak rapor hazırladı
- Rapordan:
- "Depremlerin güneybatıdan kuzeydoğuya doğru göç etmesi, söz konusu zon boyunca yer alan faylarda gerilmenin arttığı veya Banaz ve Afyon-Akşehir graben sistemi içindeki faylara doğru depremlerin tetiklenebileceği anlamına gelebilir"
- "Özellikle Kuşadası Körfezi ile Gelenbe-Balıkesir arasında kalan fay segmentlerinde gerekli jeolojik, jeodezik, sismolojik ve paleosismolojik çalışmaların bir an önce yapılması, hayati önem taşımaktadır"
İZMİR (AA) - İzmir ve Denizli'de önceki gün yaşanan depremlere ilişkin Dokuz Eylül Üniversitesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi öğretim üyelerince hazırlanan raporda, "2017 yılında Gökova Körfezi'ndeki 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından, depremlerin güneybatıdan kuzeydoğuya doğru göç ettiği" olarak yorumlanabileceği belirtilerek, bu durumun, depremlerin, Banaz ve Afyon-Akşehir graben sistemi içindeki faylara doğru tetiklenebileceğini gösterdiği ifade edildi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) ile Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi (DUAM) uzmanları tarafından hazırlanan raporda, İzmir'deki 4,8 büyüklüğündeki depremin sismik olarak Kuşadası Körfezi'ndeki Tuzla fayından kaynaklandığını, bu fayın da Kuzey Anadolu fayının Batı Anadolu'daki uzantısı olarak değerlendirildiği kaydedildi.
Denizli'deki 6 büyüklüğündeki depremin ise Acıgöl graben sistemine ait bir faydan kaynaklandığının tahmin edildiği raporda, bölgede 6,8 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli bulunan fayların bulunduğu, bu fayların birbirini tetikleme olasılığı nedeniyle bölgede yerleşim yerlerinden geçen tüm diri fayların yerinde incelenmesi ve yerleşime uygunluk açısından değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
Raporda şu ifadelere yer verildi:
"Kuşadası Körfezi ve Bozkurt depremleri, 2017 yılı başındaki Çanakkale-Ayvacık depremleriyle başlayan daha sonra Manisa, Gölmarmara, Bodrum, Acıpayam depremleri ile devam eden deprem aktivitesiyle bölgesel ölçekte ilişkilidir ve benzer bir jeolojik mekanizmaya sahiptir. Bu mekanizma Kuzey Anadolu fayının Edremit Körfezi'nden geçen güney kolu ile İzmir-Balıkesir transfer zonu ve Fethiye-Burdur fay zonu arasında kalan bölgenin günümüzde genişleme kuvvetleri etkisinde deformasyona uğradığını göstermektedir.
Bozkurt depreminin 3 saat öncesinde meydana gelen Kuşadası Körfezi depremi, Batı Anadolu’da normal faylanma ile doğrultu atımlı faylanmanın aynı zamanda çalıştığını göstermektedir. Bu nedenle özellikle Kuşadası Körfezi ile Gelenbe-Balıkesir arasında kalan fay segmentlerinde gerekli jeolojik, jeodezik, sismolojik ve paleosismolojik çalışmaların bir an önce yapılması, hayati önem taşımaktadır."
- "Depremler tetiklenebilir"
Gökova Körfezi ile Çivril-Acıgöl (Denizli) arasında kalan hatta son 2 yılda bir deprem etkinliği görüldüğüne dikkat çekilen raporda, "21 Temmuz 2017'de Gökova Körfezinde 6,6 büyüklüğünde, 20 Mart 2019 tarihinde Acıpayam ovasında 5,5 büyüklüğünde depremlerin meydana geldiği ve bu depremleri 8 Ağustos 2019'da Bozkurt depreminin izlediği görülmüştür. Söz konusu depremlerin güneybatıdan kuzeydoğuya doğru göç etmesi, zon boyunca yer alan faylarda gerilmenin arttığı veya Banaz ve Afyon-Akşehir graben sistemi içindeki faylara doğru depremlerin tetiklenebileceği anlamına gelebilir." ifadelerine yer verildi.
Raporda diri fayların deprem üretme potansiyelini saptamak üzere tarihsel geçmişine yönelik paleosismoloji çalışmasının yürütülmesi, yakın gelecekte yıkıcı deprem üretme potansiyeli olan ve yerleşim yerlerinden geçen diri fayların 1/1000 ölçeğindeki imar haritalarına işlenmesi, diri fayları izleyen GPS istasyonu sayısının artırılması ve kırılma zamanı yaklaşan fay zonlarının ortaya konması gerektiği kaydedildi.
0 Yorum