ADD DENİZLİ ŞUBESİ MÜFTÜ NİKAHINA KARŞI

ADD DENİZLİ ŞUBESİ MÜFTÜ NİKAHINA KARŞI

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ DENİZLİ ŞUBESİ BAŞKANI Nihat Çetin il ve ilçe müftülerine nikah kıyma yetkisi veren bir yasa önerisini eleştirdi.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ DENİZLİ ŞUBESİ BAŞKANI   Nihat Çetin il ve ilçe müftülerine nikah kıyma yetkisi veren bir yasa önerisini eleştirdi.

       Bugün, yine ATATÜRK Cumhuriyetinin kazanımlarını, ilke ve devrimlerini yok etmeye kararlı zihniyetin yeni bir saldırısıyla karşı karşıyayız.

Daha dün  "birinci derece tarihi sit alanı" olarak ilan edilip ulusumuza emanet edilmiş olan ATA'mızın kabrine el atmaya kalkışıp alanı gizlice imara açmak isteyen zihniyet, bugün il ve ilçe müftülerine nikah kıyma yetkisi veren bir yasa önerisini gizlice Meclis'e gönderebilmiştir. Cumhuriyetin değerlerini yok etmeye çalışanlara karşı mücadelemiz sürecektir.

      Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ile; il ve ilçe müftülerinin evlendirme memurları arasına eklenmesi ve kendilerine evlendirme yetkisi verilmesi söz konusudur. Amaç, müftülükler tarafından kıyılacak nikâhın da resmileştirilmesi ve giderek belediye nikâhının yerini alacak olmasıyla ilgilidir.

Bu düzenleme, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin laik yapısına aykırıdır. Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti, "demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olarak tanımlanmıştır. Söz konusu düzenlemenin yasalaşması halinde, Anayasa’nın değişmez, değişmesi teklif dahi edilemez maddesi açıkça ihlal edilmiş olacaktır.

 

     Dini nikâhı resmileştiren bu düzenleme, Anayasamızın 174/4. maddesiyle koruma altına alınmış olan İnkılap Kanunlarına dolayısı ile Anayasanın özüne de aykırıdır.

Laik bir hukuk devletinde herhangi bir dinin kuralları, hiçbir zaman sosyal yaşam biçimine yön veremez.

Laik bir toplumda, toplum yaşamını belirleyecek kurallar din kaynaklı olamaz.

Tasarıya gerekçe olarak; "Vatandaşlarımızın evlenme işlemlerini kolaylaştırmak, daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak amacıyla il ve ilçe müftülüklerine de evlendirme memurluğu yetkisi verilmektedir” denilmesi de fiilen ve hukuken kabul edilemeyecek bir durumdur.

Bugüne kadar evlenme işlemleri ile ilgili olarak toplumda bir sıkıntı olduğuna ilişkin bir tablo da bulunmamaktadır, ülkenin böyle bir sorunu bulunmamaktadır. Zira, bugün 81 il ve 919 ilçede evlendirme işlemlerini gerçekleştirmeye yetkili memurlar bulunmakta ve 18 binden fazla köyde de muhtarlar nikah kıyabilmektedir.

     Müftüler’in görev ve yetkileri yasa ile düzenlenmiştir. Müftüler, İslam dinine ilişkin olarak din işlerine bakan, memurlardır. İslam dini görevlisi olan müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesi, laiklik ilkesi ile asla bağdaşmaz.

 Bu tasarı ile amaç,  devlet idaresine din kurallarını dahil etme çabası ve din ile devlet işlerini iç içe sokma niyetidir. Yani hedef, Cumhuriyetin temel ilkesi olan LAİKLİK ilkesidir. Yapılmak istenen; resmi nikâh kıyma yetkisinin müftülere de verilmesi suretiyle dini nikaha resmi nitelik kazandırmaktır.

Bu durum ise; hukuki ve idari sorunların doğmasına yol açacak ve toplumun temeli olan aile ve evlilik müessesesi Türk Medeni Kanunu’nun sağladığı güvencelerden uzaklaşacak, şer’i hukuka teslim olacaktır.

      Ayrıca bu tasarı,  Kadınlarımızın Cumhuriyet Yasaları ile edinmiş olduğu erkeklerle eşit hakların da, bir dizi uygulama ile ellerinden alınacağının göstergesidir.

     Günümüz Türkiye’sinde kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi gibi, TCK’da suç sayılan bir büyük toplumsal problem ile karşı karşıya olduğumuz halde, bu problemin dayanağı olan yasaların suç saydığı bir eylem,  "din kurallarına dayalı evlilik birliği" resmileştirilerek,  bu ve bunun gibi sorunlara yasal kılıf uydurulması esef vericidir.

     Resmi nikâh ile dini nikâhın yarıştırılacağı bir ortam yaratılacağı da açıktır.

Laik  Devlet  ve toplum  düzenini tahrip etmeye yönelik, Anayasaya aykırı bu taslak Meclis'te yasalaşmadan derhal geri çekilmelidir.

    Meclis'teki muhalefet partilerini, taslağın genel kurula gelmemesi için tüm Cumhuriyete inanmış yurtsever kişi ve kuruluşları birlikte kamuoyunu bilgilendirmeye ve mücadeleye davet ediyoruz,

     2019, LAİK, DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TÜM DEVRİMCİ YAPISIYLA YENİDEN KAZANACAĞI YIL OLMALIDIR.