ABDEST AL BRE KAFİR!

ABDEST AL BRE KAFİR!

Son zamanlarda sözde din adamları, imamları akıl almaz iftiraları ve sözde fetvaları ile dinimizin temel direklerine dinamit döşemeye devam etmektedirler.

Son zamanlarda sözde din adamları, imamları akıl almaz iftiraları ve sözde fetvaları ile dinimizin temel direklerine dinamit döşemeye devam etmektedirler. Kimileri yataklarımızdan bile şehvet duyulacağı, asansörlere kadın-erkek binilemeyeceği, küçük yaşdaki kızların dedesi yaşındaki erkeklerle evlenmesinde sakınca olmadığı, erkeğin ölen eşi ile veda birleşmesi yapabileceği, kadınların dövülebileceği, Deve idrarı içilmesi, sümük-ü şerif gibi akıl almaz uyduruk anlatımları ile insanların akıllarını karıştırdıkları gibi; kimisi de Profesör payesi almasına rağmen “1924’lerde camiler genelev olarak kullanıldı” gibilerinden çirkef, bir din adamını boş ver, bir meczubun bile ağzına alırken utanacağı iftiraları söylemekten utanmamışlardır.

Bunu Hz. Peygamber, İslam’ın ilk zamanlarında hafızların şehid olmasından dolayı Kur’an-ın yok olacağından korkarak Allah’a yalvardığında; Allah Nahl Suresinde “Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.” Mealindeki ayet inmiştir. Yani Allah Kur’an’ın korunmasını kimseye bırakmamış, bizzat Allah tarafından korunacağını bildirmiştir. İslam alimleri bu ayetin yorumunu yaparken “Bir kafirin, bir münafığın dilinde de korurum” anlamı yüklemişlerdir.

İşte bu yüzden, dinin temel meselelerini bildikleri halde korkarak söylemeyen ve “dilsiz Şeytan” olan gerçek din adamlarının yerine, kürsülere çıkarak havlayan sözde din adamlarının, imamlarının bu söyledikleri din dışı, dini küçümseyen, insanları aldatan ve rant kapısı yapılan meseleler yüzünden “Allah’ın büyüklüğünü” bir kez daha idrak ettik. O yüce Rabbim, bu eşsiz kitabı bir münafığın dilinde de olsa “söylettirerek” korumaktadır. Zira bu münafıkların dilinde yükselen Kur’an ve İslam’ı bir gün olur gerçek Müslümanlar hak ettikleri yere getirirler. Her güzel şeyde iniş çıkış vardır. İslamiyeti bu denli alçaltan bu nankör din adamları, elbet bir gün susturulacaklardır.

O zaman Kur’an-ı Kerim’deki “Siz, Allah’tan başka rab mı ediniyorsunuz” ve takip eden ayetlerden de anlaşılacağı üzere, bu sözde din adamlarının, imamların münafık oldukları ortaya çıkmaktadır. Ve bunların abdest tazelemeleri, inançlarını yoklamaları gerekir.

Bunu asırlar öncesinin bir hadisesi ile bağlamak istiyorum.

Osmanlı Padişahı IV. Murad döneminde Yeniçerileri kışkırtan, istediği vakit padişaha gözdağı vermesi ile ünlü Vezir Topal Recep Paşa, Sultan Murad’ın saltanatına gölge düşürüyor, O’nu Valide Sultanın emri ile istediği gibi parmağında oynatıyordu. Hatta Sultan Murad, Yeniçeri isyanları sırasında “Abdest aldınız mı Sultanım” diyen Topal Recep Paşa’nın bu üstü örtülü tehdid kokan alaylı sorusunu hayatını boyunca unutamamış ve intikam gününü beklemiştir.

Sultan Dördüncü Murad işte o gün birden bire büyüdü. Dizginleri eline aldı. Önce asi yeniçeri ağalarıyla işbirliği yapan annesini saltanat naipliğinden azledip Eski Saray’a (Bayezit’daki İstanbul Üniversitesi’nin olduğu yer) gönderdi. Topal Recep Paşa’yı ise cellâtlara verdi. Padişah’ın, milletin iliğini sömüren eski sadrazamı cellâda vermeden önce, “Beri gel bre topal zorba başı!” diye seslenmesi, sonra da "Öç gecikir ama asla yaşlanmaz. Bre kafir abdest al" emrini yöneltti. Bu emirden sonra baltacılar paşanın boynuna kement atarak padişahın huzurunda Topal Recep Paşayı idam ettiler. Ölüsü Bab-ı Hümayun önünde bekleyen düşmanlarına atıldı. Onun yerine Sadrazam olan Tabanıyassı Mehmed Paşa uzun bir müddet bu isyancı zorbalarla uğraşıp ancak Haziran sonunda asayişi sağlayabildi...

Bende, zamanımızın Topal Recep Paşaları olan bu sözde din adamlarının ve imamlarının akıllarını başlarına alması için tek sözüm;

“Bre Münafık ! Abdest al”